Englisch - Türkisch
Definition von to flow; to have origin; to descend; to proceed; to be deduced im Englisch Türkisch wörterbuch
- derive
- türemek
- derive
- -den elde etmek
- derive
- {f} sağlamak
- derive
- {f} -den sağlamak, -den elde etmek, -den almak: He derives his income from his investments. Gelirini yatırımlarından sağlıyor. He
- derive
- türet
Petrokimyasallar petrolden türetilen kimyasal ürünlerdir.
-Petrochemicals are chemical products derived from petroleum.
Bu teknik terimler Yunancadan türetilmiştir
-These technical terms are derived from Greek.
- derive
- {f} kaynaklanmak
Böyle kirleticiler çoğunlukla otomobil motorlarındaki yakıt tüketiminden kaynaklanmaktadır.
-Pollutants like this derive mainly from the combustion of fuel in car engines.
- derive
- yola çıkmak
- derive
- almak
- derive
- çıkarmak
- derive
- gelmek
- derive
- (from ile) elde etmek
- derive
- müştak olmak
- derive
- türe
Petrokimyasallar petrolden türetilen kimyasal ürünlerdir.
-Petrochemicals are chemical products derived from petroleum.
Bu kelime Yunancadan türetilmiştir.
-This word is derived from Greek.
- derive
- sâdır olmak
- derive
- {f} türetmek
- derive
- gram türemek
Relevante Übersetzungen
Englisch - Englisch
Definition von to flow; to have origin; to descend; to proceed; to be deduced im Englisch Englisch wörterbuch
- derive
to flow; to have origin; to descend; to proceed; to be deduced
Silbentrennung
to flow; to have origin; to descend; to proceed; to be de·ducedAussprache
Resimler
Historie
Favoriten