Birlikte çalışmayı kabul ettiler.
- They agreed to work together.
Aile, akşam yemeğini birlikte yedi.
- The family ate dinner together.
Çocukların beraberce şarkı söylediklerini duydum.
- I heard the children singing together.
Tom ve Mary beraber epey zaman geçirdiler.
- Tom and Mary spend a lot of time together.
Tom eşyalarını topluyor.
- Tom is getting his things together.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
Biz düzenli olarak bir araya gelme alışkanlığını edindik.
- We made a habit of getting together regularly.
Hiç durmadan günlerce kar yağdı.
- It snowed for many days together.
Tom ve Mary birlikte sakin bir anın tadını çıkardı.
- Tom and Mary enjoyed a quiet moment together.
Eşyalarını bir arada tut.
- Keep your stuff together.
Sen havluları ve temizlik bezlerini bir arada tutmamalısın.
- You shouldn't keep towels and cleaning rags together.
He’s really together.
We went to school together.
He put all the parts together.
... They're sitting in rooms together like ...
... together and spread ideas around the world and create value, ...