aynı anda

listen to the pronunciation of aynı anda
Türkisch - Englisch
meanwhile
at the same time

They arrived in Paris at the same time. - Onlar aynı anda Paris'e vardılar.

Tom and Mary both started talking at the same time. - Tom ve Mary her ikisi de aynı anda konuşmaya başladı.

simultaneously

Everything happened simultaneously. - Her şey aynı anda oldu.

I am writing a book in several languages, and I simultaneously publish it on Tatoeba's screens all over the world. - Birkaç dilde bir kitap yazıyorum ve aynı anda Tatoeba'nın ekranlarında dünyanın dört bir yanına yayınlıyorum.

together
in tandem
simul
(Nükleer Bilimler) simultaneous

Everything happened simultaneously. - Her şey aynı anda oldu.

I am writing a book in several languages, and I simultaneously publish it on Tatoeba's screens all over the world. - Birkaç dilde bir kitap yazıyorum ve aynı anda Tatoeba'nın ekranlarında dünyanın dört bir yanına yayınlıyorum.

at once

All at once the lights went out. - Aynı anda ışıklar kesildi.

We all stood up at once. - Hepimiz aynı anda ayağa kalktık.

aynı anda olma
concurrent
aynı anda olmak
synchronize
aynı anda birkaç işlem yapabilme
time sharing
aynı anda her yerde bulunma
ubiquity
aynı anda iki zıt şeye inanma
double think
aynı anda olmak
concur
aynı anda yapmak
accompany
hep birlikte ve aynı anda
in chorus
iki telden aynı anda ses çıkarmak
double stop
radyo ve televizyondan aynı anda yayınlanan yayın
simulcast