Bebek tüm gece ağladı.
- The baby cried all night.
Bebek ağlamayı kesti.
- The baby ceased crying.
Parkta dolaşırken, bir yavru kuş buldum.
- Walking in the park, I found a baby bird.
Yavru hayvanlar sevimliler.
- Baby animals are cute.
Anne bebek-bakıcısından çocukları gözlemesini rica etti.
- Mother asked the babysitter to watch the children.
Tom öylesine kısa sürede bir çocuk bakıcısı bulamadı.
- Tom wasn't able to find a babysitter on such short notice.
Yaşlı bir adam, büyük oğlu, küçük kızı ve küçük bebeği ile eski kiliseye girdi.
- An old man entered the old church with his elder son, his younger daughter and her little baby.
Küçük bebek dün doğdu.
- The little baby was born yesterday.
O, bebeğine gülümsedi.
- She smiled at her baby.
Bebek ağlamayı kesti.
- The baby stopped crying.
Bir ergen bazen bir bebek gibi davranır.
- A teenager sometimes acts like a baby.
Tom bir bebek gibi ağladı.
- Tom cried like a baby.
a baby elephant.
baby clothes.
Stand up for yourself - don't be such a baby!.
How come none of my babysitters ever looked like you?
- Why didn't any of my babysitters ever look like you?
Why didn't any of my babysitters ever look like you?
- How come none of my babysitters ever looked like you?
... OH, YOU CAN MOVE MOUNTAINS, BABY! ...
... she deserves to have a baby without sacrificing your job ...