the act of guiding, directing, governing, or enticing; guidance

listen to the pronunciation of the act of guiding, directing, governing, or enticing; guidance
Englisch - Türkisch

Definition von the act of guiding, directing, governing, or enticing; guidance im Englisch Türkisch wörterbuch

leading
öncülük eden
leading
(Bilgisayar) başlangıç önce gelen
leading
kurşunlama
leading
kurşunla kaplama
leading
(Bilgisayar) başlangıç
leading
kurşun kaplı
leading
kılavuzluk
leading
{f} öncülük et
leading
en önemli
leading
önde olan
leading
temel
leading
kılavuzluk eden
leading
önde gelen

Doktor Jackson Boston'da önde gelen kardiyologlardan biri. - Dr. Jackson is one of the leading cardiologists in Boston.

Önde gelen bir uzman resmi tasdik etmek için içeriye getirildi. - A leading specialist was brought in to authenticate the painting.

the act of
eyleminin
leading
{s} ana
leading
{s} başlıca
leading
önde o
leading
rehber olan
leading
{s} önemli

O önemli bir politikacı olma hırsını asla unutmadı. - He never forgot his ambition to become a leading politician.

leading
{f} öncülük et: prep.yol açan,önde gele
leading
ima
Englisch - Englisch
leading
the act of guiding, directing, governing, or enticing; guidance
Favoriten