Ona yapabileceğin herhangi bir yardım için şimdiden size teşekkür etmek istiyorum.
- I would like to thank you in advance for any help that you are able to give her.
Bugün geldiğiniz için size teşekkür etmek istiyorum.
- I'd like to thank you for coming today.
Sana çok, çok teşekkürler!
- Thank you very, very much!
Hayır, teşekkürler. Tokum.
- No, thank you. I'm full.
Bugün, tüm bana yaptıkları için Allah'a şükretmek istiyorum.
- Today, I want to thank God for all that he does for me.
Şükretmek için nedenimiz var.
- We have reason to be thankful.
O, hediye için şükranlarını sundu.
- She expressed her thanks for the present.
Şükran gününde hindi yemek bir gelenektir.
- It's a custom to have turkey at Thanksgiving.
Yapmış olduğundan dolayı ona teşekkür ettim.
- I thanked him for what he had done.
O, en hoş bir parti için, ev sahibine teşekkür etti.
- He thanked his host for a most enjoyable party.
Allah'a şükürler olsun buradasın.
- Thank God you're here.
Moskal olmadığım için Tanrı'ya şükürler olsun.
- Thank you God that I'm not a Moskal.
İlginiz için teşekkür ederim.
- Thank you for your interest.
Sözleşme taslağı için sana teşekkür ederim.
- Thank you for the draft of the Agreement.
Hayır, teşekkürler. Tokum.
- No, thank you. I'm full.
İyiyim, teşekkürler. Ya siz?
- Fine, thank you. And you?
Cömert davet için teşekkür ederiz fakat misafirliğin tadını kaçırmak istemiyoruz.
- Thank you for the generous invitation but we don't want to wear out our welcome.
Geldiğiniz için teşekkür ederiz.
- Thank you for coming.
Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
- Oh, thanks! How thoughtful.
Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.
- I can't think of the right words with which to express my thanks.
Ben tatiller için müteşekkirim.
- I am thankful for vacations.
Tatiller için müteşekkirim.
- I am thankful for the holidays.
Derinden minnettar olduğu için, teşekkürlerini ifade etmeye çalıştı.
- Being deeply thankful, he tried to express his thanks.
Yağmur için minnettarım.
- I am thankful for rain.
Bana karşı çok naziktin, ve ben gerçekten hoş bir yolculuk yaptım. Çok teşekkür ederim.
- You were so nice to me, and I had a really pleasant trip. Thanks so much.
Bütün bunu yaptığın için teşekkür ederim.
- Thanks for doing all this.
Oh, teşekkürler! Ne kadar düşünceli.
- Oh, thanks! How thoughtful.
Ben teşekkürlerimi ifade etmek için doğru kelimeleri düşünemiyorum.
- I can't think of the right words with which to express my thanks.
Sağ ol, Tom. Sen gerçek bir dostsun.
- Thanks, Tom. You're a real friend.
Sağ ol, altı dosyanın tamamını indirdim.
- Thanks, I downloaded all six files.
Yardımın için teşekkür ederim. Canın sağolsun.
- Thank you for your help. - No worries.
Eğer karın sana ihanet ederse, şükret ki o sadece sana ihanet etti vatanına değil.
- If your wife cheated on you, thank God she only cheated on you and did not betray the country.
Bugün, tüm bana yaptıkları için Allah'a şükretmek istiyorum.
- Today, I want to thank God for all that he does for me.
Bugün, tüm bana yaptıkları için Allah'a şükretmek istiyorum.
- Today, I want to thank God for all that he does for me.
Allaha şükürler olsun, sonunda vardılar.
- Thank God, they finally arrived.
Tanrı'ya şükür beni buldun.
- Thank God you found me.
Tanrı'ya şükür bu kazada kimse yara almadı.
- Thank God nobody got hurt in this accident.
Allah'a şükür, o gün sona erdi.
- Thank God that day's over.
İlk olarak bir C kursu aldığım zaman sınıfta açıklanan tek bir şeyi anlayamadım. Allah'a şükür ki bütün topluluğun nasıl çalıştığını bana açıklamak için bir programcı olan bir arkadaşım var.
- When I first took a C course, I couldn't understand a single thing explained in class. Thank God I got a friend of mine who's a programmer to explain to me how the whole caboodle works.
Thank you for coming with me.Benimle geldiğin için teşekkür ederim.
Allaha şükürler olsun, sonunda vardılar.
- Thank God, they finally arrived.
Allah'a şükürler olsun buradasın.
- Thank God you're here.
Müteşekkir olmak için birçok şeyimiz var.
- We have many things to be thankful for.
Geçen sene kurulan lunapark sağolsun şehir popüler oldu.
- Thanks to the amusement park built last year, the city has become popular.
Uğradığın için sağol.
- Thanks for dropping by.
Yaşadığına memnun olmalısın.
- You should be thankful that you're alive.
bkz: teşekkür ederim.
Şükran gününde hindi yemek bir gelenektir.
- It's a custom to have turkey at Thanksgiving.
Onlar Şükran Gününde hindi yediler.
- They ate turkey on Thanksgiving Day.
Şükürler olsun bir övgü ifadesi ya da Allaha şükürdür.
- Hallelujah is an expression of praise or thanks to God.
Tanrıya çok şükür kimse yaralanmadı.
- Thank God that nobody was hurt.
Tanrı'ya şükür bu hafta bitti!
- Thank God this week is over!
Allaha şükürler olsun, sonunda vardılar.
- Thank God, they finally arrived.
Tom'un şükran duyacağı çok şey var.
- Tom has a lot to be thankful for.
Thank'ee, thankee, kind sir, he said, grasping my hand in both of his.
I must offer a big thank-you to my agent for getting me this job.
a thank-you letter.
I'm thankful that you helped me out today. Is there anyway I can repay you?.
After all I’ve done, a simple acknowledgment is all the thanks I get?.
... Thank you. ...
... Speaker: Thank you. Okay. ...