Fadil was more experienced than Rami at the time.
- Fadıl o sırada Rami'den daha tecrübeliydi.
He is an experienced teacher.
- O tecrübeli bir öğretmendir.
She's old enough to know the truth.
- Gerçeği bilecek kadar tecrübeli.
We're looking for somebody who is well versed in French.
- Fransızcada çok tecrübeli olan birini arıyoruz.
We're looking for somebody who is well versed in French.
- Fransızcada çok tecrübeli olan birini arıyoruz.
Indeed he is young, but he is well experienced for his age.
- Gerçekten çok genç ama yaşına göre çok tecrübeli.
We are looking for an experienced C++ programmer near Amsterdam.
- Amsterdam yakınında tecrübeli bir C ++ programcısı arıyoruz.
Tom didn't have enough experience to know what to do.
- Tom ne yapacağını bilmek için yeterli tecrübeye sahip değildi.
Tom didn't have enough experience to do the job well.
- Tom işi iyi yapmak için yeterli tecrübeye sahip değildi.
He has knowledge and experience.
- Onun bilgisi ve tecrübesi var.
Ben bunun en iyi yol olduğunu deneyimle öğrendim.
- Ben bunun en iyi yol olduğunu tecrübe ile öğrendim.
Ben bunun en iyi yol olduğunu deneyimle öğrendim.
- Ben bunun en iyi yol olduğunu tecrübe ile öğrendim.