I think these are yours.
- Sanırım bunlar sizinkiler.
I need a pencil. Can I use one of yours?
- Bir kaleme ihtiyacım var. Sizinkilerden birini kullanabilir miyim?
It’s all yours.
Yours sincerely, Yours faithfully, Yours, Sincerely yours.
Hello, are you Mr Ogawa?
- Merhaba, siz Bay Ogawa mısınız?
Are you a teacher or a student here?
- Siz burada bir öğretmen misiniz yoksa bir öğrenci misiniz?
People will question all the good things they hear about you but believe all the bad without a second thought.
- İnsanlar sizin hakkınızda duydukları bütün iyi şeyleri sorgulayacak fakat bütün kötü şeylere tereddüt etmeden inanacaklardır.
I'd never borrow anything of yours without asking first.
- Öncelikle sormadan sizin herhangi bir şeyinizi asla ödünç almam.
Your opinion seems to be out of date.
- Sizin fikirleriniz güncelliğini yitirmiş gibi görünüyor
Your ideas are all out of date.
- Sizin fikirleriniz tamamen çağ dışıdır.
None of the money is yours.
- Paranın hiçbiri sizin değil.
It's none of your business.
- Bu sizi ilgilendirmez.
I can't afford such a good camera as yours.
- Sizinki gibi öyle iyi bir kamera alamam.
In that respect, my opinion differs from yours.
- O bakımdan benim görüşüm sizinkinden farklıdır.