süzmek

listen to the pronunciation of süzmek
Türkisch - Englisch
filter

Mary uses a paper filter to strain coffee. - Mary kahveyi süzmek için kağıt filtre kullanır.

leach
drain
strain

Mary uses a paper filter to strain coffee. - Mary kahveyi süzmek için kağıt filtre kullanır.

to filter; to strain; to eye from head to foot, to look attentively
infiltrate
measure
to lower (one's eyelids) languorously: Gözlerini süzdü. She let her eyelids droop languorously
filtrate
to give (someone) the once-over, give (someone) an appraising glance
percolate
eye
to strain; to filter; to strain (the residue) out of (a liquid): Sirkenin tortusunu süzdü. He strained the sediment out of the vinegar
clarify
bolt
contemplate
settle
(Bilgisayar) filter dos
(Gıda) sieve
filter out
permeate
distil
eye from head to foot
ogle
scan
pan
süz
(Bilgisayar) filter for
süzme
(Tarım) drainage
süzme
looking attentively
süzme
(Tarım) dripping
süzme
eyeing
süzme
strained

Do you like strained yogurt? - Süzme yoğurdu beğeniyor musun?

süzme
(Bilgisayar) filter

Mary uses a paper filter to strain coffee. - Mary kahveyi süzmek için kağıt filtre kullanır.

süz
{f} filter

Mary uses a paper filter to strain coffee. - Mary kahveyi süzmek için kağıt filtre kullanır.

I'm not filtering your tea. - Ben senin çayını süzüyorum.

süz
filter out
süz
filtrate
süzme
percolation
süzme
filtering
süzme
filtration
süzme
decantation
göz süzmek
ogle
baştan aşağı süzmek
look up and down
baştan aşağı süzmek
to eye from head to foot
göz süzmek
to make (sheep's) eyes at (sb)
makarna süzmek
drain the pasta
makarna süzmek
strain the pasta
süzme
straining
süzme
infiltration
süzme
strained; filtered
süzme
slang very tricky person, fox
süzme
straining; filtering, filtration; percolation
süzme
filtering, filtration, percolation, decantation; looking attentively; strained
yukarıdan aşağı süzmek
to give (someone) the once-over, scrutinize (someone) appraisingly from head to toe
Türkisch - Türkisch
baygın ve anlamlı bakmak
Gözle, inceleyerek, dikkatle bakmak
Bazı sıvıların yoğunlaşmasına yol açan, katı ve tortulu maddeleri bu sıvılardan ayırmak
Bir sıvıyı, içindeki katı maddelerden ayırmak için bez veya delikli bir kaptan geçirmek
(Osmanlı Dönemi) TERSİN
süzme
Süzülmüş olan, süzülerek elde edilen
süzme
Kötü, aşağılık, malın gözü (kimse)
süzme
Süzmek işi
süzme
Katışıksız, saf: "Son derece zeki babalardan süzme salak oğulların çıktığı görülmüştü."- A. İlhan
süzme
Katışıksız, saf
süzmek
Favoriten