Great was her surprise when she knew the fact.
- O, gerçeği öğrendiğinde, ona büyük sürpriz oldu.
What a lovely surprise!
- Ne güzel bir sürpriz!
I wanted to surprise Tom.
- Tom'a sürpriz yapmak istedim.
In order to give him a surprise on his birthday, I prepared a fantastic cake.
- Ona doğum gününde bir sürpriz yapmak için, ben harika bir pasta hazırladım.
The idea of surprising her suddenly crossed my mind.
- Birden aklıma ona sürpriz yapma fikri geldi.
Tom made a surprising decision.
- Tom sürpriz bir karar aldı.
That would be a treat.
- Bu bir sürpriz olurdu.
Their prices are surprisingly cheaper than their rivals.