Deutsch - Türkisch
Definition von runzeln im Deutsch Türkisch wörterbuch
- {runtsıln} buruşturmak
- buruşturmak
- die Stirn runzeln
- kaşlarını çatmak
Relevante Übersetzungen
Englisch - Türkisch
Definition von runzeln im Englisch Türkisch wörterbuch
- wrinkle
- {f} buruşturmak
- wrinkle
- kırıştırmak
- wrinkle
- {i} kırışıklık
Pantolonumdaki kırışıklıkları ütüledim?
-I ironed out the wrinkles in my pants.
O, gözlerinin etrafında birkaç kırışıklık edinmeye başladı.
-She has started to get a few wrinkles around her eyes.
- wrinkle
- {i} buruşukluk
- lines
- (Bahis) bahisçilere sunulan oranlar
- lines
- (Otomotiv) borular
- lines
- (Bilgisayar) satır sayısı
- lines
- ana hatlar
- lines
- (Tiyatro) rol
- lines
- replik
Repliklerini öğrendin mi?
-Have you learned your lines?
- wrinkle
- ipucu
- wrinkle
- {f} buruştur
- lines
- çizgiler
Haritadaki mavi çizgiler nehirlere karşılık gelir.
-The blue lines on the map correspond to rivers.
Kağıt üzerinde bazı dikey çizgiler çizdi.
-He drew some vertical lines on the paper.
- wrinkle
- (isim) kırışıklık, kırışık, buruşukluk, buruşma, ustaca çözüm, kurnazlık, marifet, teknik, ipucu
- wrinkle
- {f} buruşturmak, kırıştırmak; buruşmak, kırışmak
- wrinkle
- (Tekstil) kırışık, buruşuk; kırıştırmak, buruşturmak
- wrinkle
- {i} marifet
- wrinkle
- {i} teknik
- wrinkle
- {i} buruşukluk, kırışıklık, kırışık
- wrinkle
- {i} kurnazlık
Relevante Übersetzungen
Deutsch - Englisch
Definition von runzeln im Deutsch Englisch wörterbuch
- furrows
- puckers
- cockles
- lines
- wrinkles
- to furrow
- to crinkle (defect of enamel or paint)
- wrinkle
- Runzeln bekommen
- to wrinkle (up)
- runzeln Stirn / Augenbrauen
- to wrinkle
- runzeln Stirn / Augenbrauen
- to wrinkle up
- (Stirn) runzeln
- to pucker
- die Stirn runzeln
- to frown
- die Stirn runzeln
- to furrow one's brow
- sich runzeln
- to wrinkle (up)
Relevante Übersetzungen
runzeln
Resimler
Historie
Favoriten