Man consists of soul and body.
- İnsan ruh ve bedenden oluşur.
A man's body dies, but his soul is immortal.
- Bir insanın vücudu ölür, ama ruhu ölümsüzdür.
Mary felt as if a ghost or spirit had touched her back.
- Mary bir hayalet ya da ruhu sırtına dokunmuş gibi hissetti.
He was in good spirits.
- O iyi bir ruh hali içerisindeydi.
When one lucky spirit abandons you another picks you up. I just passed an exam for a job.
- Şanslı bir ruh seni terk ettiği zaman, bir başkası seni alır.Ben az önce bir iş sınavını geçtim.
For all their serious wounds, all of them were in good spirits.
- Ciddi yaralarına rağmen onların hepsi iyi ruh hali içindeydi.
He was in good spirits.
- O iyi bir ruh hali içerisindeydi.
Reality and irreality are both important for one's psyche.
- Gerçeklik ve gerçek dışılık, kişinin ruhu için önemlidir.
The brain is the center of every mind, soul, and muscle energy.
- Beyin her akıl, ruh ve kas enerjisinin merkezidir.
My poor state of mind made me distraught.
- Berbat ruhsal durumum beni çıldırttı.
Your yelling and howling is called a psychosis. I ask, I beg you to see a therapist before you get instituonalized.
- Bağırman ve uluman ruhsal bir bozukluk. Soruyorum, hastaneye kaldırılmadan önce terapiste gitmen için sana yalvarıyorum.
Are Tom and Mary licensed psychologists?
- Tom ve Mary ruhsatlı psikolog mu?
Judging from his expression, he's in a bad mood.
- Onun ifadesine bakılırsa, o kötü bir ruh hali içinde.
Are Tom and Mary licensed psychologists?
- Tom ve Mary ruhsatlı psikolog mu?
His illness was mainly psychological.
- Onun hastalığı aslında ruhsaldı.
The team spirit was unbelievable, we were all in this together.
- Takım ruhu inanılmazdı, hepimiz birlikte bunun içindeydik.
The good team spirit in the work group is valued positively.
- Çalışma grubundaki iyi takım ruhu olumlu olarak değerlendirilir.