Kemikler buzda donmuş olarak kaldı.
- The bones remained frozen in the ice.
O, bir süre sessiz kaldı.
- He remained silent for a while.
Koru yakıldı, alevler yükseldi, ve kısa sürede bayan Askew ve arkadaş şehitleriyle ilgili geriye kalan bütün şey dökülen bir küller yığınıydı.
- The wood was kindled, the flames arose, and a mouldering heap of ashes was soon all that remained of Mrs Askew and her fellow martyrs.
Anonim kalmak istiyorsun.
- You want to remain anonymous.
Bunda anonim kalmak istiyorum.
- I want to remain anonymous in this.
Londra'da ne kadar kalacaksın?
- How long will you remain in London?
Söz uçar, yazı kalır.
- Words fly away, the written remains.
Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.
- The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
Antik uygarlıkların kalıntılarını korumaya çalışmalıyız.
- We must try to preserve the remains of ancient civilizations.
Tek kanıt iç çamaşıra yapışmış meni kalıntılarıydı.
- The only proof was the remains of the semen which had stuck to the underwear.
Kazı sırasında insan kalıntıları bulundu.
- Human remains were found during the excavation.
The light remained red for two full minutes.
... remained unchanged for centuries ...