cenaze

listen to the pronunciation of cenaze
Türkisch - Englisch
funeral

Tom's family showed a video of his life at his funeral. - Tom'un ailesi onun cenazesinde onun hayatıyla ilgili bir video gösterdi.

Tom didn't come to school today because he had to go to a funeral. - Tom bir cenazeye gitmek zorunda olduğu için bugün okula gelmedi.

remain
corpse
corpse which has been made ready for burial, body ready for burial
funeral; corpse
funeral, obsequies
mortal remains
funeral director
cenaze levazımatçısı
undertaker
cenaze töreni
funeral

Tom didn't attend Mary's funeral. - Tom Mary'nin cenaze törenine katılmadı.

Tom's funeral will be this weekend. - Tom'un cenaze töreni bu hafta olacak.

cenaze çanı
knell
cenaze alayı
funeral
cenaze alayı
cortege
cenaze kaldırıcısı
funeral director
cenaze marşı
(Muzik) funereal march
cenaze töreni
the last rites
cenaze törenine yakışan
funereal
cenaze namazı
(Din) Funeral prayer
cenaze yemeği
funeral dinner
cenaze alayı
funeral procession, funeral, cortege
cenaze alayı
1. those in attendance at a funeral, mourners (usually used only of a large number of people). 2. funeral, obsequies
cenaze alayı
funeral rites
cenaze arabası
hearse

The hearse was drawn by eight black horses. - Cenaze arabası sekiz siyah at tarafından çekildi.

Who was driving the hearse? - Cenaze arabasını kim kullanıyordu?

cenaze aracı
(Askeri) funeral vehicle
cenaze ayini
dirge
cenaze evi
funeral home
cenaze gibi
1. (someone) who looks like death warmed over, who is very wan and emaciated. 2. (someone) who is as pale as a corpse
cenaze ilahileri
funeral hymns
cenaze için yapılan akşam duasının açılış bölümü
placebo
cenaze işleri bulaşıcı madde temizleme toplama noktası
(Askeri) mortuary affairs decontamination collection point
cenaze işleri toplama noktası
(Askeri) mortuary affairs collection point
cenaze kaldırma
undertaking
cenaze kaldırıcısı
mortician
cenaze kalkmak
for a funeral to be held at (a specified place)
cenaze levazımatçısı
mortician
cenaze levazımatçısı
undertaker, mortician
cenaze levazımcısı
mortician
cenaze levazımcısı
funeral undertaker
cenaze levazımcısı
undertaker
cenaze marşı
dead march
cenaze marşı
funeral march

He composed a funeral march for his own funeral. - Kendi cenazesi için bir cenaze marşı besteledi.

cenaze masrafı
(Kanun) funeral expense
cenaze masrafı karşılığı
compensation of funeral costs
cenaze merasim birliği
(Askeri) funeral escort
cenaze namazı
prayer performed at a funeral
cenaze namazı Islam prayer performed
at a funeral
cenaze salası Islam funeral prayer
(recited from the minaret)
cenaze teskeresi
bier
cenaze töreni
obsequies
cenaze töreni
funeral rites
cenaze töreni
funeral ceremony, funeral, obsequies
cenaze töreni
burial

When was the last time you were at a burial ceremony? - En son ne zaman bir cenaze törenindeydin?

cenaze töreni
burial service
cenaze töreni
exequies
cenaze töreni yapılan yer
funeral home
cenaze törenine ait
funereal
cenaze törenine ait
funeral
cenaze törenine ait
epicedial
cenaze törenine uygun
defunctive
cenaze törenine yakışır
epicedial
cenaze yardımı
(Kanun) death benefit
cenaze yardımı
death grant
cenaze çanı
death bell
cenaze şalı
pall
cenaze şarkısı
threnode
cenaze şarkısı
threnody
canlı cenaze
skinny, a bag of bones
canlı cenaze
person who looks likedeath warmed over, very wan and emaciated person
cenaze merasimi
exequy
müşterek cenaze işleri office; müşterek cenaze işleri subayı
(Askeri) joint mortuary affairs office; joint mortuary affairs officer
müşterek merkezi cenaze kayıt ofisi
(Askeri) joint central graves registration office
Türkisch - Türkisch
Ölü
Cenaze töreni
(Osmanlı Dönemi) (C.: Cenâiz) İnsan ölüs
Kefenlenip tabuta konmuş, gömülmeye hazırlanmış insan ölüsü
Kefenlenip tabuta konmuş, gömülmeye hazırlanmış insan ölüsü. Ölü: "Evden iki sene içinde üç cenaze çıkmıştı."- P. Safa
(Osmanlı Dönemi) NEYT
(Osmanlı Dönemi) ŞERCA'
cenaze alayı
Cenazeyi izleyen topluluk
cenaze duası
Cenaze namazında okunan dua
cenaze levazımatı
Ölünün kefenlenmesi sırasında gerekli olan malzemeler
cenaze namazı
Cenaze gömülmeden önce musalla taşının üstüne konulan tabutun önünde kılınan namaz
cenaze töreni
Bir cenaze için mezara kadar yapılan dinî tören, cenaze merasimi
canlı cenaze
Çok zayıf, bir deri bir kemik kalmış kimse
Englisch - Türkisch

Definition von cenaze im Englisch Türkisch wörterbuch

cenaze çelengi
Funeral wreath
cenaze
Favoriten