İngilizler becerikli bir millettirler.
 - The English are a practical people.
Çinliler cana yakın bir millettir.
 - The Chinese are a friendly people.
Yahudiler Tanrı tarafından seçilmiş bir ulustur.
 - Jews are a people chosen by God.
Amerikalılar demokratik bir ulustur.
 - The Americans are a democratic people.
Silahlar insanları öldürmez. İnsanlar insanları öldürür.
 - Guns don't kill people. People kill people.
Seyahat, insanları bilgili yapar.
 - Traveling makes people knowledgeable.
Dünya aptal insanlarla dolu.
 - The world is full of dumb people.
Dünyanın her yerinde çok sayıda insanlar barış istiyorlar.
 - A lot of people want peace all over the world.
Sözcünün etrafında büyük bir kalabalık toplandı.
 - A crowd of people gathered around the speaker.
Caddede bir kalabalık var.
 - There is a crowd of people on the street.
Tom piyanosunu taşımak için ona yardım edecek bazı kişiler arıyordu.
 - Tom was looking for some people to help him move his piano.
Romatoid artrit belirtileri olan kişiler, ne yedikleri konusunda çok dikkatli olmalılar.
 - People with rheumatoid arthritis symptoms should be careful about what they eat.
Yanan arabalar, ölen insanlar vardı ve kimse onlara yardımcı olamadı.
 - There were cars burning, people dying, and nobody could help them.
Hiç kimse kaç kişi öldüğünden emin değildi.
 - No one is sure how many people died.
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
 - One hundred and fifty people entered the marathon race.
Konserde çok fazla kişi vardı.
 - There were too many people at the concert.
This elevator is capable of carrying 10 persons at a time.
 - Dieser Fahrstuhl kann zehn Personen auf einmal befördern.
In many places blind persons sell lottery tickets.
 - An vielen Orten verkaufen blinde Personen Lotterielose.