Onu tamir etmek birkaç saatimi aldı.
 - It took me several hours to mend it.
Onarmak için asla çok geç değil.
 - It is never too late to mend.
Bu saati onarmak istiyorum.
 - I want to mend this watch.
Niçin o sigortayı tamir etmiyorsun?
 - Why don't you mend that fuse?
Ayakkabılarının tamir edilmesi gerekiyor.
 - Your shoes want mending.
Çoraplarımın onarıma ihtiyacı var.
 - My socks are in need of mending.
Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
 - These new shoes already want mending.
Tom hâlâ çitleri onarmaya çalışıyor.
 - Tom is still trying to mend fences.
Bu yeni ayakkabılar şimdiden onarım istiyor.
 - These new shoes already want mending.