müsai̇t

listen to the pronunciation of müsai̇t
Türkisch - Englisch

Definition von müsai̇t im Türkisch Englisch wörterbuch

müsait
available

The mayor is not available now. - Belediye Başkanı şimdi müsait değil.

Is John available now? - John şu an müsait mi?

müsait oluş
convenience
müsait
convenient
müsait
favorable
müsait
permitting

I'll leave tomorrow, weather permitting. - Hava müsait olursa, yarın gideceğim.

Weather permitting, we will enjoy the beautiful scenery. - Hava müsait olursa, biz güzel manzaranın tadını çıkaracağız.

müsait
convenient, favourable, available uygun, elverişli
müsait
susceptible
müsait
opportune
müsait
propitious
müsait
favorable, suitable; convenient
müsait
susceptive
müsait misin
are you available?are you convenient?
müsait misin
are you available
müsait misin
are you free
müsait misiniz
are you available
müsait misiniz
are you free
müsait olmak
Be available, permitting, favorable, opportune, propitious, susceptible or susceptive
müsait bir zamanda
in due season
müsait değil
unavailable

The mayor is unavailable at the moment. - Belediye başkanı şu anda müsait değil.

müsait olma
availability
müsait olmak
permit
müsait
prosperous
müsait
advisable
müsait
vacant
müsait
fair
denize açılmaya müsait olmayan
unnavigable
ekleme yapmaya müsait
(Bilgisayar) appendable
etki altında kalmaya müsait kişi
(Askeri) person eligible to receive effects
Türkisch - Türkisch

Definition von müsai̇t im Türkisch Türkisch wörterbuch

müsait
Uygun, elverişli
müsait
Flört etmeye hazır olan, kolayca flört edebilen