longer in length or extension; elongated

listen to the pronunciation of longer in length or extension; elongated
Englisch - Türkisch

Definition von longer in length or extension; elongated im Englisch Türkisch wörterbuch

extended
{s} geniş

Onlar fetihle bölgelerini genişletti. - They extended their territory by conquest.

Seyahatimi Sendai'den Aomori'ye kadar genişlettim. - From Sendai I extended my journey to Aomori.

extended
(İnşaat) uzatılmış
extended
dışarıda
extended
uzamış
extended
(Havacılık) açık
extended
(Havacılık) açılmış
extended
temdit edilmiş
extended
süresi uzatılmış
extended
{f} uzat

Işıl ışıl gülümseyen anne, bebeğine elini uzattı. - The mother extended her hand to her baby, smiling brightly.

Tom kalışını üç gün uzattı. - Tom extended his stay by three days.

extended
Kapsamlı, uzatılmış, uzamış, uzun, genişletilmiş, yayılmış, geniş, büyük
extended
genişletilmiş

Asla genişletilmiş garantiler almayın. - Never buy extended warranties.

DVD silinmiş ve genişletilmiş sahneler içeriyor. - The DVD contains deleted and extended scenes.

extended
{s} büyük
extended
{s} büyütülmüş
extended
{f} genişlet: adj.genişletilmiş
extended
{s} uzun

Kiralama süresi kararlaştırılan süreden daha uzun ise, bir orantılı kira hesaplanacaktır. - If the rental period is extended beyond the agreed period, it shall be calculated a prorated rent.

extended
{s} uzatılan
extended
{s} uzayan
extended
(sıfat) uzatılan, uzayan, uzun, büyütülmüş, genişletilmiş, yayılmış, geniş, büyük
extended
{f} uzat: adj.uzatılmış
Englisch - Englisch
extended
longer in length or extension; elongated
Favoriten