My last husband was really stupid.
- Son kocam gerçekten aptaldı.
It appears that my husband is cheating on me with my friend. I want to tell her: You thieving cat!.
- Bana öyle geliyor ki kocam beni arkadaşımla aldatıyor.Ona söylemek istiyorum:Sen kedi çalıyorsun!.
He has enormous fingers.
- Onun kocaman parmakları vardır.
She lives alone in a house of enormous dimensions.
- Kocaman bir evde yalnız yaşıyor.
Seen from the sky, the river looked like a huge snake.
- Gökyüzünden bakıldığında, nehir kocaman bir yılan gibi görünüyordu.
A huge monster is coming down the mountain.
- Kocaman bir canavar dağdan aşağıya iniyor.
They became man and wife.
- Onlar karı koca oldu.
This man is not my husband.
- Bu adam benim kocam değil.
I saw a large snake today.
- Bugün kocaman bir yılan gördüm.
The universe is a large school.
- Evren kocaman bir okul.
Her husband's illness caused her great anxiety.
- Kocasının hastalığı ona büyük endişeye yol açtı.
Eleanor though the daughter of a king and brought up in the greatest luxury determined to share misfortune with her husband.
- Bir kralın kızı olarak düşünülen ve büyük lüks içinde yetiştirilen Eleanor kocasıyla bu tersliği paylaşmaya karar verdi.
Tom is quite big-headed.
- Tom oldukça koca kafalıdır.
The cows looked big and docile.
- İnekler kocaman ve uysal görünüyordu.
Her husband asked her to throw that old hat away.
- Onun kocası o eski şapkasını atmasını istedi.
There was once upon a time an old Queen whose husband had been dead for many years, and she had a beautiful daughter.
- Biz zamanlar kocası yıllar önce ölmüş olan yaşlı bir kraliçe vardı ve onun da güzel bir kızı vardı.
My hubby and I used to go mountain climbing together.
- Kocam ve ben birlikte dağ tırmanışına giderdik.
Mary's hubby is chubby.
- Mary'nin kocası tombul.
A widow is a woman whose spouse has died.
- Dul kocası ölmüş bir kadındır.