knapp (mit zahlen und zeitangaben)

listen to the pronunciation of knapp (mit zahlen und zeitangaben)
Englisch - Türkisch

Definition von knapp (mit zahlen und zeitangaben) im Englisch Türkisch wörterbuch

barely
zar zor

Tom her zaman öyle kısık sesle konuşur ki ne söylediğini ben zar zor anlayabiliyorum. - Tom always speaks in such a low voice that I can barely understand what he says.

Çarpılmaktan zar zor kurtuldum. - I barely missed being struck.

barely
ancak

Tom ancak kirasını ödeyebiliyor. - Tom can barely pay his rent.

Ben ancak iki veya üç saat uyudum. - I slept barely two or three hours.

barely
hemen hemen hiç

Şehri hemen hemen hiç bilmiyorum. - I barely know the city.

Leyla ve Sami birbirlerini hemen hemen hiç tanımıyorlardı. - Layla and Sami barely knew each other.

barely
z. ancak, güçbela
barely
çok az

Bir saatten daha fazla bir süredir burada bekliyoruz ve sıra çok az hareket etti. - We've been standing here for more than an hour and the line has barely moved.

Bir saattir bekliyoruz ve sıra çok az ilerledi. - We've been waiting for an hour and the line has barely moved.

barely
çok çok az

Tom çok çok az ilgileniyor gibi görünüyor. - Tom seems to be barely paying attention.

barely
dar
barely
zoraki
barely
dar darına
barely
gücü gücüne
barely
hemen hemen

Tom artık benimle hemen hemen hiç konuşmuyor. - Tom barely speaks to me anymore.

Leyla ve Sami birbirlerini hemen hemen hiç tanımıyorlardı. - Layla and Sami barely knew each other.

just under
hemen altında
barely
açıkça
barely
kıtı kıtına
barely
güçbelâ

Bunu güçbela zamanında yaptım. - I barely made it on time.

barely
anca

Büyükçe bir sandalye, ama kapı aralığından anca geçer. - It's a biggish chair, but it'll just barely fit through the doorway.

Bazen içecek çok fazla şey ancak yeterlidir. - Sometimes too much to drink is barely enough.

barely
gizlemeden
barely
yalın bir şekilde/ancak
Deutsch - Englisch
just under
barely