We can't afford any more casualties.
- Biz daha fazla kayıpları göze alamıyoruz.
There might be casualties.
- Can kayıpları olabilir.
On July 8, an American C-47 crashed into a mountain west of Wiesbaden, killing everyone on board, the mission's first casualties.
Bill took the blame for the loss.
- Bill kayıp için suçlamayı kabul etti.
His death is a great loss.
- Onun ölümü büyük bir kayıptır.
I will find you your lost ring.
- Sana kayıp yüzüğünü bulacağım.
They gave him up for lost.
- Onlar onu kayıp kabul ettiler.
A ring and some cash are missing.
- Bir yüzük ve biraz nakit kayıpi
I put my suitcase in the baggage room yesterday, but now it seems to be missing.
- Dün bavulumu bagaj odasına koydum ama şimdi kayıp gibi görünüyor.
I awoke to find my suitcase gone.
- Bavulumun kayıp olduğunu bulmak için uyandım.
All my books are gone.
- Tüm kitaplarım kayıp.
A lost dog strayed into our neighborhood yesterday.
- Kayıp bir köpek dün bizim çevreye girdi.
A possible side effect of the contraceptive pill is a loss of sex drive.
- Doğum kontrol haplarının olası bir yan etkisi, cinsel dürtüdeki kayıptır.
No other casualties have been reported.
- Başka hiçbir kayıp rapor edilmedi.
We can't afford any more casualties.
- Biz daha fazla kayıpları göze alamıyoruz.
They all searched for the lost child.
- Onların hepsi kayıp çocuğu aradı.
I found the lost ball in the park.
- Kayıp topu parkta buldum.