kara%C3%A7ay%C4%B1r

Englisch - Türkisch

Definition von kara%C3%A7ay%C4%B1r im Englisch Türkisch wörterbuch
kara hudut kapısı: 1. frontier crossing2. border crossing
kara harekatı: (Askeri) ground incursion

Türkisch - Türkisch

Definition von kara%C3%A7ay%C4%B1r im Türkisch Türkisch wörterbuch
kara cahil: Çok cahil
kara: siyah karşıtı beyaz yani ak
kara gün dostu: Sıkıntılı günlerde de dostluğunu sürdüren ve yardımcı olan kimse
kara lahana: (Botanik, Bitkibilim) Kara lahana (Brassica oleracea var. Acephala) Brassicaceae (turpgillerden), geniş ve kalınca kat kat yaprakları olan, kış sebzesi olarak yetiştirilen ve yaprakları köyü yeşil olan bir lahana çeşididir
kara mili: 1609 m uzunluğundaki ölçü
kara kemal: ittihat ve Terakki Partisi'nin ileri gelenlerinden olup 1926'da izmir'de Atatürk'e karşı hazırlanan suikast girişiminde suçlu görülerek idama mahkûm edilen ve bir arkadaşının evinde kıstırılınca tavuk kümesinde intihar eden politikacı
tencere dibin kara seninki benden kara: (Atasözü) The pot´s calling the kettle black

Englisch - Englisch

Definition von kara%C3%A7ay%C4%B1r im Englisch Englisch wörterbuch
Kara: A female given name, a variant of Cara
Kara Sea: A part of the Arctic Ocean in north Russia. It is separated from the Barents Sea to the west by the Kara Strait and Novaya Zemlya, and the Laptev Sea to the east by the Severnaya Zemlya
kara: The bangle worn by Sikhs, to remind the wearer to do God's work, and one of the five Ks

Türkisch - Englisch

Definition von kara%C3%A7ay%C4%B1r im Türkisch Englisch wörterbuch

kara

earth

The African elephant is the largest land mammal on earth. - Afrika fili yeryüzünde en büyük kara memelisi.

Just like the Earth, half of the Moon is lit by the Sun while the other half is in darkness. - Tam Dünya gibi, Diğer yarısı karanlıkken Ayın yarısı güneş tarafından ayınlatılır.

kara

land

The sailors saw land. - Denizciler karayı gördü.

Elephants are the world's largest land animals. - Filler, dünyanın en büyük kara hayvanlarıdır.

kara

black

Do you like black cats? - Kara kedileri sever misin?

A white coin is for a black day. - Ak akçe kara gün içindir.

kara

dark

Bats usually fly in the dark. - Yarasalar genellikle karanlıkta uçar.

Bats usually fly in the dark. - Yarasalar genelde karanlıkta uçar.

kara tahta

board

kara propoganda

Insidious propganda, covert propagana, black propaganda

kara

gloomy

It's a very gloomy day. - Çok iç karartıcı bir gün.

Don't be so gloomy about the future. - Gelecek hakkında bu kadar karamsar olma.

(deyim) a rainy day

kara ile çevrili liman

(Askeri) road

I thought Tom would go on a road trip. - Tom'un bir kara yolu seyahatine gideceğini düşünüyordum.

The picnic area is easily accessible by road. - Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.

kara mantarla siyahlaştırmak

bad

I'm bad at singing karaoke. - Karaoke söylemede kötüyüm.

I don't think it makes him a bad person just because he's decided he likes to eat horse meat. - Sadece at eti yemeği sevdiğine karar verdiğinden dolayı bunun onu kötü bir kişi yapacağını sanmıyorum.

kara