kafa kafa

listen to the pronunciation of kafa kafa
Türkisch - Englisch

Definition von kafa kafa im Türkisch Englisch wörterbuch

kafa karıştırıcı
puzzling
kafa
head

The girl, who had her head on the boy's shoulder, looked around in surprise. - Kafasını erkeğin omuzuna koymuş olan kız şaşkın şaşkın etrafına bakındı.

The musician shook his head and pushed his little piano away. - Müzisyen kafasını salladı ve küçük piyanosunu itti.

kafa derisini yüzmek
scalp
kafa kafaya
nip and tuck
kafa kafaya
head to head
kafa kafaya
a) head-on b) neck and neck
kafa kafaya
head-on
kafa kafaya
end to end
kafa kafaya vermek
to put their heads together
kafa kafaya vermek
knock the heads together
kafa kafaya çarpışma
head-on collision
kafa kafaya çarpışmak
to collide head-on
kafa
conk
kafa
onion
kafa
potato
kafa
brains

He's racking his brains about how to deal with the matter. - O, sorunu nasıl halledeceği hakkında kafa yoruyor.

Tom has been racking his brains for a solution to the problem. - Tom soruna bir çözüm için kafa patlatıyor.

kafa
bean
kafa
chump
kafa
intelligence
kafa
cast of mind
kafa bulmak
send up
kafa karıştırmak
confuse
kafa vuruşu
heading
kafa sallama
nod
onuncu kafa siniri
(Tıp) vagus nerve
onuncu kafa siniri
(Tıp) nervus vagus
kafa bulmak
clown on someoneto have someone on
kafa dinlemek
(deyim) Have peace of mind, possess one's soul in peace
kafa dinlemek
Unbrace oneself
kafa karıştırma
mixing head
kafa tutmak
Oppose, challenge, be obstinate, dare, stump, stick up to
kafa yarmak
brain
kafa yorma
deliberation
kafa çekmek
Wet one's whistle, have a wet
kafa çıkışı
head out
koca kafa
Big head
araba koltuğu kafa dayanağı
headrest
beyaz kafa
whitehead
birleşik kafa
combined head
boş kafa
pate
değişmez kafa
fixed head
duyarlı kafa
sensing head
esrarla kafa bulmak
blow one's mind
kafa
a large marble, shoooter
kafa
noggin
kafa
coconut
kafa
pate
kafa
sconce
kafa
costard
kafa
noodle
kafa
poll
kafa
noddle
kafa
head, nut; mind, brain, brains, intelligence, head
kafa
mind, mental attitude
kafa
savvy
kafa
knob
kafa
end

We're at our wits' end. - Kafamız allak bullak olmuş durumda.

kafa
nob
kafa
nut

Tom is a conspiracy nut. - Tom kafayı komplo teorileriyle bozmuş biri.

kafa
headpiece
kafa aralığı
head gap
kafa atma
header
kafa atma
butt
kafa atmak
to butt
kafa atmak
butt
kafa boşluğu
headroom
kafa boşluğu
cranial cavity, cavum cranii
kafa bulma
spoof
kafa bulma
send up
kafa bulma
jape
kafa bulma
wiper
kafa bulma
leg pull
kafa bulma
wipe
kafa bulma
raillery
kafa bulmak
ironize
kafa bulmak
ride
kafa bulmak
pull one's leg
kafa bulmak
jape
kafa bulmak
rally
kafa bulmak
have smb. on
kafa bulmak
rib
kafa dengi
congenial
kafa dengi
like-minded, congenial
kafa dengi
1. kindred spirit. 2. (someone) who is a kindred spirit, like-minded
kafa derisi
scalp

The Native Americans scalped their enemies. - Yerli Amerikalılar düşmanlarının kafa derisini yüzdüler.

It's a scalp disease. - Bu bir kafa derisi hastalığı.

kafa derisini yüzmek
to scalp
kafa değiştirmek
to change one's mind; to change one's way of thinking
kafa dinleme
quiescence
kafa dinleme yeri
retreat
kafa göz yarmak
to be awkward and unskillful
kafa işi
headwork
kafa işçisi
headworker
kafa işçisi
white-collar worker
kafa kalmamak
to be so worn out one can't think
kafa kalmamak
to be unable to think
kafa karıştıran
mind bending
kafa karıştıran şey
perplexity
kafa karıştırmak
perplex
kafa karıştırmak
addle
kafa karıştırıcı
perplexing

Sami asked Layla a perplexing question. - Sami, Leyla'ya kafa karıştırıcı bir soru sordu.

kafa karıştırıcı
confusing

I finally found my way out of the confusing maze. - Sonunda kafa karıştırıcı labirentin çıkış yolumu buldum.

His words are confusing. - Onun sözleri kafa karıştırıcı.

kafa karışıklığı
confusion
kafa kemikleri
craniums
kafa kemiği
cranium
kafa patlatmak
to do a lot of hard mental work
kafa patlatmak
to rack one's brains, to cudgel one's brains
kafa patlatmak
beat one's brains
kafa patlatmak
rack one's brains
kafa sallama
(olumsuz) shake of the head
kafa sallamak
(olumsuz) shake one's head
kafa sallamak
(olumlu) nod
kafa sallamak
to rubber-stamp everything, be a yes-man
kafa tutmak
be obstinate
kafa tutmak
stick up to
kafa tutmak
to oppose, to resist, to defy
kafa tutmak
to defy; to oppose challengingly
kafa tutmak
dare
kafa tutmak
challenge
kafa tutmak
stump
kafa tutmak
oppose
kafa uzatmak
(at) bore
kafa vergisi
poll tax
kafa vergisi
head money
kafa vurmak
to head
kafa vuruşu
header
kafa vuruşu
soccer header
kafa vuruşu yapmak
take a header
kafa ya almak
slang 1. to silence (a bothersome person). 2. to find the right person (to do a job)
kafa yapan
heady
kafa yapısı
attitude of mind
kafa yapısı
habit of mind
kafa yapısı
habit
kafa yağı
slang sperm, semen
kafa yoran kimse
puzzler
kafa yormak
to ponder, think hard, rack one's brains
kafa yormak
to beat one's brains, to rack one's brains, to chew sth over
kafa yormak
beat one's brains
kafa çarpması
head crash
kafa çekmek
imbibe
kafa ütülemek
slang to talk someone to death, talk someone's ear off
kafa ütülemek
to bore, to badger, to nag, to pester, to blabber, to carp, to rabbit (on) (about sb/sth)
kafa şekil bozukluğu ve zekâ geriliği hastalığı
mongolism
kafa şişiren
jazz
kafa şişiren kimse
speechifier
kafa şişirme
speechification
kafa şişirmek
to give sb a headache by noise or worrying, to bore
kafa şişirmek
speechify
kafa şişirmek
(for noise, a complicated problem) to drive one crazy, make one unable to think straight
kuru kafa
death's-head
manyetik kafa
magnetic head, sound head
na kafa
I don't have a lick of sense!/How could I be so stupid?
nato kafa
numskull, idiot
nato kafa, nato mermer
I/You don't have a lick of sense!/He doesn't have a lick of sense!
odun gibi adam/ kafa
(Konuşma Dili) blockhead, numskull
odun kafa
purblind
onbirinci kafa çifti
(Tıp) eleventh cranial nerve
örümcekli kafa
(Konuşma Dili) mossback, fogy
üzerinde kafa yormak
chew over
üzerinde kafa yormak
chew on
Türkisch - Türkisch

Definition von kafa kafa im Türkisch Türkisch wörterbuch

KAFA
(Osmanlı Dönemi) Akıl, zekâ, anlayı
KAFA
(Osmanlı Dönemi) Ense, arka
KAFA
(Osmanlı Dönemi) (C.: Akfâ) Baş. Kafa
kafa
Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak gibi organların bulunduğu vücudun en ön bölümü
kafa
İnsan başı, ser
kafa
Kavrama ve anlama yeteneği, zekâ, zihin: "Kafasının faaliyetini fikirden ziyade işe vermiş."- Y. K. Beyatlı
kafa
Görüş ve inançların etkisi altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet: "Kalbi ve kafasıyla daima yeni, daima genç kaldı."- Y. Z. Ortaç
kafa
Mekanik bir bütünün parçası
kafa bulmak
biriyle dalga geçmek
kafa
Cevizin büyük boyu
kafa
Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu
kafa
Bellek
kafa
Baş (özellikle insan başı), ser
kafa
Görüş ve inançların etkisi altında beliren düşünme ve yargılama yolu, zihniyet
kafa
Demet haline getirilmiş tütün yapraklarının baş kısmı
kafa
Kavrama ve anlama yeteneği, zekâ, zihin
kafa
Fıçı ve bidonların boşaltılmasında kullanılan bir çeşit sapan
kafa dengi
Görüş ve anlayışları birbirine uymuş kimselerden her biri
kafa içi
Kafatası
kafa işçisi
Beyin gücü ile ortaya eser koyan, araştıran, inceleyip eleştiren kimse
kafa kağıdı
Nüfus cüzdanı, nüfus kâğıdı, hüviyet
kafa koçanı
bakınız: kafa kâğıdı
kafa çıkışı
Futbolda havadan gelen topa kafa vurmak için yükselme
kalın kafa
Kalın kafalı
kuru kafa
Tırtılları patates yaprağı yiyen, alt kanatları sarı, üstü kahverengi bir tür kelebek (Acherantia adrophos)
kuru kafa
Baş iskeleti
kuru kafa
Akılsız kafa
Englisch - Türkisch

Definition von kafa kafa im Englisch Türkisch wörterbuch

hotoz kafa
Kıvırcık saçlı kimse
kafa kağıdı
İdentity card, İD card