Definition von kızgın im Türkisch Englisch wörterbuch
- mad
Why are you mad at me?
- Niçin bana kızgınsın?
Your wife is mad at you.
- Eşiniz size çok kızgın.
- hot
Tom is likely to be hot.
- Tom muhtemelen kızgın olacak.
- angry
The teacher is angry, so please do not make noise in the classroom!
- Öğretmen kızgın, bu nedenle lütfen sınıfta gürültü yapmayın!
When angry, count ten; when very angry, a hundred.
- Kızgınsan ona kadar; çok kızgınsan yüze kadar say.
- furious
Republicans were furious.
- Cumhuriyetçiler çok kızgındı.
Tom must be furious with Mary.
- Tom Mary'ye kızgın olmalı.
- annoyed
Tom looked a little annoyed.
- Tom biraz kızgın görünüyordu.
I was annoyed with him for keeping me waiting.
- Beni beklettiği için ona kızgındım.
- frowning
- surly
- (Konuşma Dili) in a bad temper
- superheated
- infuriated
- estral
- (Otomotiv) scalding
- burning
- exercise
- belligerent
- exercised
- heated
- glowing
- hot, red-hot; angry, furious, cross, black; in heat, in rut
- huffy
- red hot
- red
- hot-blooded
- boiling
- indignant
Tom looked indignant.
- Tom kızgın görünüyordu.
- cross
When my wife crosses her arms and taps her foot I know she's angry.
- Karım kollarını bağladığında ve ayağını yere vurduğunda, onun kızgın olduğunu biliyorum.
- flaming
- black
Why does he look black?
- O niçin kızgın görünüyor?
- ardent
- ireful
- fervent
- dyspeptic
- irate
- fierce
Tom gave me a fierce look.
- Tom bana kızgın bir görüntü verdi.
Savages fear the appearance of a fierce wild beast.
- Barbarlar kızgın vahşi bir hayvanın görünüşünden korkuyorlar.
- indignantly
- fiery
- angry with
Thunder has been explained scientifically, and people no longer believe it is a sign that the gods are angry with them, so thunder, too, is a little less frightening.
- Gök gürültüsü bilimsel olarak açıklanmıştır, ve insanlar onun tanrıların insanlara kızgın olduğunun bir işareti olduğuna artık inanmıyorlar, bu yüzden gök gürültüsü de biraz daha az korkutucudur.
I'm never angry without reason.
- Sebep olmadan asla kızgın olmam.
- inflamed
- estral, in heat; in rut
- baking
- red-hot, red or glowing with heat
- pissed off [sl.]
- incensed
- roasting
- huffish
- ratty
- wild
Savages fear the appearance of a fierce wild beast.
- Barbarlar kızgın vahşi bir hayvanın görünüşünden korkuyorlar.
- hot under the collar
- shirty
- {i} infuriating
- enraged
- red-hot
- exasperated
The nineties generation in tennis has been utterly useless so far, exasperated fans say.
- Teniste doksanlı nesil şimdiye kadar son derece başarısız oldu, kızgın hayranlar söylüyor.
- redhot
- in a pet
- narky
- in a tiff
- hot blooded
- {s} sore
- {s} vexed
- {s} resentful
Sami was a little resentful because he worked so much.
- Sami çok çalıştığı için biraz kızgındı.
- {s} wroth
- rampageous
- {s} snappish
- whitehot
- must
Tom must be angry with Mary for what she did.
- Tom söylediğinden dolayı Mary'ye kızgın olmalı.
Tom must be angry with Mary.
- Tom Mary'ye kızgın olmalı.
- in a glow
- kızgın bir şekilde
- wrathfully
- kızgın boğa
- raging bull
- kızgın buhar
- (Gıda,Teknik) superheated vapor
- kızgın buhar soğutucusu
- desuperheater
- kızgın mısın
- are you angry
- kızgın olmak
- be angry at
- kızgın su
- superheated water
- kızgın bir demirle hayvan derisine damga vurmak
- anchored to an angry stamp of animal skins
- kızgın olmamak
- Not to be angry
- kızgın bakış
- black look
- kızgın bakış
- black looks
- kızgın bir biçimde
- resentfully
- kızgın bir biçimde
- glowingly
- kızgın bir sesle söylemek
- rasp
- kızgın bir şekilde
- angrily
He looked at her angrily.
- O, kızgın bir şekilde ona baktı.
Sami angrily denied he was in Layla's apartment that night.
- Sami o gece Leyla'nın dairesinde olduğunu kızgın bir şekilde yalanladı.
- kızgın bir şekilde
- furiously
He reacted furiously.
- O, kızgın bir şekilde tepki verdi.
- kızgın buhar
- superheated steam
- kızgın buharla kurutma
- (Gıda) superheated steam drying
- kızgın buharla kurutma
- superheated-steam drying
- kızgın bulut
- nuée ardente
- kızgın bulut
- cloud of volcanic smoke and ashes
- kızgın dam prov
- Turkish bath
- kızgın demir
- brand
- kızgın demirle tahta işlemesi
- poker work
- kızgın fil
- must
- kızgın görünmek
- look like the wrath of god
- kızgın iken kırılan
- red short
- kızgın kadın
- fury
- kızgın kızgın
- angrily
- kızgın levha
- hot plate
- kızgın nokta
- hot spot
- kızgın olmak
- to be angry (with)
- kızgın olmak
- be in a wax
- kızgın olmak
- be angry with smb
- kızgın olmak
- be mad
- kızgın su buharı
- super heating
- kızgın sulu ısıtma
- hot-water heating
- kızgın tel
- hot wire
- kızgın tel yöntemi
- hot wire method
- kızgın telli ampermetre
- hot-wire ammeter
- kızgın telli ampermetre
- (Elektrik, Elektronik,Teknik) thermal ammeter
- kızgın telli ampermetre
- hot-wire amrneief
- kızgın telli anemometre
- hot wire anemometer
- kızgın telli manometre
- hotwire manometer
- kızgın telli röle
- hot-wire relay
- kızgın telli sayaç
- hot-wire meter
- kızgın yağda boyama
- hot-oil dyeing
- kızgın yağda haşlama
- deep-frying
- kızgın yağda pişirme
- deep-frying
- kızgın yüzey
- hot surface
- kızgın çözgenle kurutma
- superheated-solvent drying
- kızgın çözgenle kurutma
- (Gıda) superheated solvent drying