Hey, külotlu şakalardan vazgeçmenin zamanı geldi.Okuyucuları soğutacaksın,seni sürüngen.
- Hey, it's about time you quit it with the panty jokes. You'll put off the readers, you creeper!
Şaka ile öyle söyledim.
- I said so by way of a joke.
Tom fıkra anlatmaktan hoşlanır.
- Tom enjoys telling jokes.
Fıkra anlatmak hoşuma gidiyor.
- I like to tell jokes.
Şaka yapma zamanı değil.
- This is no time for joking.
Tom Mary'nin şaka yapmadığını söyleyebilir.
- Tom could tell that Mary wasn't joking.
Tom aynı fıkrayı bana on kereden fazla anlattı.
- Tom has told me that same joke more than ten times.
Fıkrayı duyduğunda, kahkahaya boğuldu.
- Hearing the joke, he burst into laughter.
Siz benimle şaka yapmamalısınız.
- You should not play a joke on me.
Tom para hakkında asla şaka yapmaz.
- Tom never jokes about money.
Şaka yapıyor olmalısın.
- You've got to be joking.
Tom'un şaka yapıp yapmadığını söyleyemem.
- I can't tell if Tom is joking or not.
Beni ciddiye almayın. Ben sadece şaka yapıyorum.
- Don't take me seriously. I'm only joking.
Tom'un şaka yapıp yapmadığını söyleyemem.
- I can't tell if Tom is joking or not.
Şaka yapmakta iyi değilim.
- I'm not good at making jokes.
Onlar tam bir alay konusu.
- They're a complete joke.
Biz tam bir alay konusuyuz.
- We're a complete joke.
The president was a joke.