isti

listen to the pronunciation of isti
Türkisch - Englisch
was asked
hot

I'd like a hotel reservation. - Bir otel rezervasyonu istiyorum.

I want to reach the hotel before it gets dark. - Hava kararmadan otele varmak istiyorum.

is
{i} soot
is
action
is
(Kimya) fume
is
black lamp
is
lamp black
is
carbon black
is
carbon deposit
is
(Konuşma Dili) smut (on plants); sooty mold; sooty blotch; sooty stripe
is
smut
is
black
is
soot, lampblack
is
soot, black, lampblack, smut
Englisch - Englisch

Definition von isti im Englisch Englisch wörterbuch

is
(Address Abbr.) Island
is
Applied to compounds of certain isomeric series in whose structure one carbon atom, at least, is connected with three other carbon atoms; contrasted with neo- and normal; as in isoparaffine; isopentane
is
International Staff
is
A designation of the American National Standards Institute--usually followed by a numberthat refers to an accepted industry protocol; e g, IS-95, IS-136, IS-54 IS-41: The network standard that allows all switches to exchange information about subscribers
is
Stands for Information System
is
Instrumentation System
is
The third person singular of the substantive verb be, in the indicative mood, present tense; as, he is; he is a man
is
Intermediate System: A system that provides forwarding functions or relaying functions or both for a specific ATM connection OAM cells may be generated and received
is
Information Strategy
is
Information Systems
is
Information System(s)
is
The use of and investment in computer technology by the principal or centralized organization formally charged with the responsibility for computer technology Often the IS organization is led by a chief information officer (CIO), vice president of the IS organization or director of data processing IS is also often the formal name of the department within an enterprise that is responsible for information technology Other common names for the IS department are: Management information systems (MIS) Data processing (DP) Information processing (IP)
is
Applied to certain compounds having the same composition but different properties; as in isocyanic
is
A designation of the American National Standards Institute--usually followed by a number-that refers to an accepted industry protocol; e g, IS-95, IS-136, IS-54 IS-41: The network standard that allows all switches to exchange information about subscribers IS-54: The first generation of the digital standard time division multiple access technology IS-95: The standard for code division multiple access IS-136: The latest generation of the digital standard time division multiple access technology IS-661: North American standard for 1 9 GHz wireless spread spectrum radio-frequency access technology developed by Omnipoint Corp IS-661, for which Omnipoint was awarded a pioneer's preference license for the New York City market, is based on a composite of code division multiple access and time division multiple access technologies The company says IS-661 reduces infrastructure costs and allows higher data speeds than mainstream GSM or TDMA platforms
is
third-person singular of be
is
Information System
is
Case Western Reserve University's Information Services division
is
Information Services
is
 - "Initial Study" Under CEQA, the Initial Study is prepared to determine whether there may be significant environmental effects resulting from a project   The initial study is attached to the Negative Declaration or Mitigated Negative Declaration   It can become the basis of an EIR if it concludes that the project may cause significant environmental effects that cannot be mitigated below the level of significance
is
Information Systems - the collection of technical and human resources that provide the storage, computing, distribution, and communication for the information required by all or some part of an enterprise
is
information store
is
Is is the third person singular of the present tense of be. Is is often added to other words and shortened to -'s. Iceland (in Internet addresses). Third person singular present indicative of be. the third person singular of the present tense of be
is
Used by the client to select and send authentication information for an authentication type supported by the server
is
a department that provides computing, networking, and Internet services
is
This stands for Information System
is
Interim Standard: A designation of the American National Standards Institute–usually followed by a number–that refers to an accepted industry protocol; e g , IS-95, IS-136, IS-54
is
-Information Systems Often refers to a company's management information systems (or MIS) organization See IT
is
A prefix or combining form, indicating identity, or equality; the same numerical value; as in isopod, isomorphous, isochromatic
is
Interim Standard: A designation of the American National Standards Institute--usually followed by a number-that refers to an accepted industry protocol; e g, IS-95, IS-136, IS-54 (Back to top )
is
isis
is
myelin
is
est
Türkisch - Türkisch
El yakacak kadar sıcak
isti'zam
(Osmanlı Dönemi) büyütme
İSTİ'BAD
(Osmanlı Dönemi) Köle edinmek, esir almak
İSTİ'BAR
(Osmanlı Dönemi) Rüya tabir ettirme
İSTİ'BAR
(Osmanlı Dönemi) İbret alma, ders alma
İSTİ'CAB
(Osmanlı Dönemi) (Aceb. den) Şaşma, taaccüb etme, hayrette kalma
İSTİ'CAL
(Osmanlı Dönemi) Acele olmasını istemek. Acele etmek
İSTİ'CAL
(Hukuk) Acele etme, çabuklaştırma
İSTİ'DA
(Osmanlı Dönemi) Medet, yardım istemek
İSTİ'DAD
(Osmanlı Dönemi) Bir şeyin kabulüne ve kazanılmasına olan fıtrî meyil
İSTİ'DAD
(Osmanlı Dönemi) Kabiliyet. Akıllılık. Anlayışlılık. Allah Teâlâ Hazretlerinin (C.C.) insanlara ve sâir mahluklara tevdi buyurduğu kabiliyet kuvveleri
İSTİ'DADAT
(Osmanlı Dönemi) (İsti'dad. C.) İstidadlar, kabiliyetler, yetenekler
İSTİ'FA
(Osmanlı Dönemi) Affını, azlini, bağışlanmasını istemek
İSTİ'FA
(Osmanlı Dönemi) Kendisinin memuriyetten affını taleb etmek
İSTİ'FAF
(Osmanlı Dönemi) Kötü şeylerden çekilmek
İSTİ'FAF
(Osmanlı Dönemi) İffetlilik iddia etmek
İSTİ'KAB
(Osmanlı Dönemi) Birisinin kusurlarını, ayıplarını arraştırmak
İSTİ'KAF
(Osmanlı Dönemi) Bir yere kapanma. Bir yerde kendini hapsetme
İSTİ'LA
(Osmanlı Dönemi) Tecvidde: Harf okunduğu zaman dilin, üst damağa kalkmasına denir. Bak: Müsta'liye
İSTİ'LA
(Osmanlı Dönemi) (Ulüv. den) Yükselmek. Üste çıkmak. Yüce olmak. Terfi' eylemek. Galib olmak
İSTİ'LA
(Osmanlı Dönemi) Gr: Bir şeyin bir şey üzerine çıkması
İSTİ'LAC
(Osmanlı Dönemi) (İlâc. dan) İlaç isteme
İSTİ'LAM
(Hukuk) (Birşeyin) gerçeğini araştırma, doğruluğunu arama, yazı ile bilgi isteme, bilgi için başvurma
İSTİ'LAM
(Osmanlı Dönemi) Yazı ile bilgi isteme
İSTİ'LAM
(Osmanlı Dönemi) (İlm. den) Bilgi edinmek için yüksek bir makamdan alt makama sorulma
İSTİ'LAN
(Osmanlı Dönemi) (İlân. dan) İlânını isteme
İSTİ'MAL
(Osmanlı Dönemi) (Amel. den) Kullanmak. Faydalanmak
İSTİ'MALAT
(Osmanlı Dönemi) (İsti'mal. C.) Kullanışlar. Kullanmalar
İSTİ'MAN
(Hukuk) Himaye istemek, korunma istemek
İSTİ'MAR
(Osmanlı Dönemi) Bir yeri imar etmek. Bir yerin mâmurluğunu istemek
İSTİ'MAR
(Osmanlı Dönemi) Müstemleke yapmak, sömürgeleştirmek. İstimlak etmek
İSTİ'NAD
(Osmanlı Dönemi) İnatlaşma, inat yapma. Muannidlik
İSTİ'RAB
(Osmanlı Dönemi) Sonradan Araplara dâhil olmak, araplaşmak
İSTİ'RAK
(Osmanlı Dönemi) Terlemek için yatma
İSTİ'SA'
(Osmanlı Dönemi) (İsyan. dan) İsyan etme. Anarşistlik ve zorbalık yapma
İSTİ'SAB
(Osmanlı Dönemi) İğrenme, tiksinme
İSTİ'SAM
(Osmanlı Dönemi) İsmetli olmayı istemek. Temizlik istemek. Günah ve ayıplardan temiz olmak
İSTİ'SAR
(Osmanlı Dönemi) Esir olma veya esir etme
İSTİ'TA
(Osmanlı Dönemi) (Atâ. dan) Bahşiş istemek. Atiyye istemek
İSTİ'TAB
(Osmanlı Dönemi) Kendinden razı, hoşnut etme
İSTİ'TAF
(Osmanlı Dönemi) Acımayı isteme
İSTİ'TAF
(Osmanlı Dönemi) Yardım taleb etme
İSTİ'TAFKÂRANE
(Osmanlı Dönemi) f. Şefkat, merhamet isteyene yakışır halde
İSTİ'ZAB
(Osmanlı Dönemi) Birşeyi tatlı bulmak, tatlı saymak. Tatlı su istemek
İSTİ'ZAM
(Osmanlı Dönemi) Büyük tutmak ve büyük tanımak
İSTİ'ZAM
(Osmanlı Dönemi) Gururlanmak. Kibirlenmek
İSTİ'ZAR
(Osmanlı Dönemi) Özür ve afv dileme
İSTİ'ŞA
(Osmanlı Dönemi) Ateş ışığıyla yol yürüme
is
Duman
is
Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke
is
Dumanın değdiği yerde bıraktığı kara leke: "Uzandı, is çıkarmaya başlayan fitili kesti."- M. Ş. Esendal
is
Sürme
is
Kurum
is
mur
İS
(Osmanlı Dönemi) Dumandan hasıl olan siyah madde. Kurum
Englisch - Türkisch

Definition von isti im Englisch Türkisch wörterbuch

is
-dir
is
-dır
is
ol
is
olmak
is
yapılır
is
olduğunu
is
as is şimdiki haliyle
is
olduğu gibi
is
bak. be
isti
Favoriten