Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.
- You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.
Anlaşma Texas'ı bağımsız hale getirdi.
- The treaty made Texas independent.
Ben daha özgür olmak istiyorum.
- I want to be more independent.
O, akıllı ve özgür bir kız.
- She's a smart and independent girl.
Büyük annem başına buyruk birisidir.
- My grandma is a very independent person.
Oğlum her zaman çok başına buyruktu.
- My son has always been very independent.
Kendi ayakların üzerinde durmak bağımsız olmak anlamına gelir.
- To stand in your own feet means to be independent.
O daha bağımsız olmak istiyor.
- He wants to be more independent.
Tom bağımsız olarak zengin.
- Tom is independently wealthy.
Tom ve Bill birbirlerinden bağımsız olarak karara vardılar.
- Tom and Bill arrived at the conclusion independently of each other.
O zaman, Meksika henüz İspanya'dan bağımsız değildi.
- At that time, Mexico was not yet independent of Spain.
Onun o kadar üzerinde titrememelisin. O bağımsız olmayı öğrenmeli.
- You shouldn't coddle her so much. She needs to learn to be independent.
... wonder the same independent economists say immigration reform will grow our ...
... energy. I'll get America and North America energy independent. I'll do it by more drilling, ...