güzle

listen to the pronunciation of güzle
Türkisch - Englisch

Definition von güzle im Türkisch Englisch wörterbuch

güz
autumn

In autumn, the moon is very beautiful. - Sonbaharda ay çok güzel.

These green leaves turn red or yellow in autumn. - Bu yeşil yapraklar güz aylarında kızarır veya sararırlar.

güz
warm

It's nice and warm today. - Bugün güzel ve sıcak.

Suddenly, it started to look almost nice and warm. - Birdenbire, o güzel ve sıcak görünmeye başladı.

güz
autumn, fall sonbahar
güz
generalize
güz
genre
güz
fall

Tom falls in love with every beautiful girl he meets. - Tom tanıştığı her güzel kıza aşık olur.

The forest is very beautiful in the fall. - Orman sonbaharda çok güzeldir.

güz
fair

Life isn't fair, but it's still good. - Yaşam adil değil ama hala güzel.

She was the fairest in the whole land. - O bütün ülkenin en güzeliydi.

güz
tablature
güz
glory
güz
vocabulary

I would rather read a nice novel than study vocabulary. - Kelime çalışmaktansa güzel bir roman okumayı tercih ederim.

güz
school

Mary is one of the prettiest girls in the whole school. Despite that, she's never had a boyfriend. - Okulun en güzel kızlarından biri olmasına rağmen Mary'nin hiç oğlan arkadaşı yoktu.

It was nice of you to drive Tom to school. - Tom'u okula götürmen güzeldi.

güz
encaustic
güz
rilievo
güz
relief
güz
postimpressionism
güz
tone
güz
impasto
güz
impaste
güz
scumble
güzlemek
to spend the autumn (in/at/on)
Türkisch - Türkisch

Definition von güzle im Türkisch Türkisch wörterbuch

GÜZ
(Osmanlı Dönemi) Sonbahar
güz
Eylül, ekim ve kasım aylarını içine alan süre, sonbahar
güz
Eylül 22 ile Aralık 21 arasındaki mevsim: "Mevsim güzdü, bol üzüm ve incir vakti idi."- O. C. Kaygılı
güz
Eylül 22 ile Aralık 21 arasındaki mevsim
güz
Kuzey yarım kürede eylül, ekim ve kasım aylarını içine alan süre, sonbahar
güzlemek
Güzü bir yerde geçirmek