You should read the kind of books that contain the kind of information that will be useful to you later in life.
- Daha sonraki hayatında sana faydalı olacak bilgi türünü içeren kitapları okumalısın.
Since their first appearance on earth, men have gathered information and have attempted to pass useful ideas to other men.
- Yeryüzüne ilk çıkışından beri, insan oğlu bilgi topladı ve faydalı fikirleri diğer insanlara bildirme girişiminde bulundu.
Tom's advice has always been very helpful.
- Tom'un tavsiyesi her zaman çok faydalı olmuştur.
I was hoping for something a little more helpful.
- Biraz daha faydalı bir şey umuyordum.
It has actually been beneficial.
- Aslında faydalı oldu.
Sunshine is beneficial to plants.
- Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.
I found that very rewarding.
- Onu çok faydalı buldum.
It was a very rewarding experience.
- O çok faydalı bir deneyimdi.
This may be of use to you.
- Bu sana faydalı olabilir.
Tom taught Mary a lot of useful French.
- Tom Mary'ye çok miktarda faydalı Fransızca öğretti.
This law will benefit the poor.
- Bu yasanın yoksullara faydası olacaktır.
Nowadays we are apt to forget the benefits of nature.
- Bugünlerde doğanın faydalarını unutmaya meyilliyiz.
She took full advantage of the opportunity.
- Fırsattan tam olarak faydalandı.
He saw no advantage in waiting any longer.
- Daha fazla beklemekte bir fayda görmüyordu.
A wise person profits by his mistakes.
- Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.
It is no use asking for her help.
- Onun yardımını istemenin faydası yok.
The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
- Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
Smoking is not good for the health.
- Sigara içmek sağlık için faydalı değildir.
Ill-gotten gains never benefit anyone.
- Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
- Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
Demir çok yararlı bir metaldir.
- Demir çok faydalı bir metaldir.