Cows are more useful than any other animal in this country.
- İnekler bu ülkede başka bir hayvandan daha faydalıdır.
You should read the kind of books that will be useful to you later in life.
- Daha sonraki hayatında sana faydalı olacak kitapları okumalısın.
Tom's advice has always been very helpful.
- Tom'un tavsiyesi her zaman çok faydalı olmuştur.
Do you think what I did was helpful?
- Yaptığımın faydalı olduğunu düşünüyor musun?
Sunshine is beneficial to plants.
- Güneş ışığı bitkiler için faydalıdır.
It has actually been beneficial.
- Aslında faydalı oldu.
I found that very rewarding.
- Onu çok faydalı buldum.
It was a very rewarding experience.
- O çok faydalı bir deneyimdi.
This may be of use to you.
- Bu sana faydalı olabilir.
The information presented in Kelly's paper on color coordination is seen to be of use in building up an alternative theory.
- Renk koordinasyonu ile ilgili Kelly'nin raporunda sunulan bilginin alternatif bir teori oluşturmada faydalı olacağı anlaşilmaktadır.
The new road will benefit the people living in the hills.
- Yeni yolun tepede yaşayan insanlara faydası olacaktır.
This article analyzes both the benefits and the drawbacks of reducing military spending.
- Bu makale hem askeri harcamaları azaltmanın sakıncalarını hem de faydalarını analiz eder.
He saw no advantage in waiting any longer.
- Daha fazla beklemekte bir fayda görmüyordu.
She took advantage of his kindness.
- O, kibarlığından faydalandı.
A wise person profits by his mistakes.
- Akıllı bir kişi hatalarından faydalanır.
I found that the machine was of no use.
- Ben makinenin faydası olmadığını anladım.
This book may well be useful to you.
- Bu kitap sana epey faydalı olabilir.
To compensate for his unpleasant experiences in the hospital, Tom drank a little more than was good for him.
- Hastanedeki tatsız deneyimleri telafi etmek için, Tom onun için faydalı olandan biraz daha fazla içti.
Smoking does much harm but no good.
- Sigara içmek çok zarar verir ama hiç fayda vermez.
Ill-gotten gains never benefit anyone.
- Haksız kazançların kimseye faydası olmaz.
He availed himself of the 'off-and-on' holidays to visit his native country.
- Doğduğu ülkeyi ziyaret etmek için ara sıra tatillerden faydalandı.
Demir çok yararlı bir metaldir.
- Demir çok faydalı bir metaldir.