Tom ona aynen ne söylediysem yaptı.
- Tom did exactly as I told him to do.
Yapmakta olduğum aynen budur.
- That's exactly what I was doing.
Tamamen haklısın, Tom.
- You're exactly right, Tom.
Sen ve Tom tamamen aynısınız.
- You and Tom are exactly the same.
Sanırım o kesinlikle yapacağım şeydir.
- I think that's exactly what I'd do.
Kesinlikle sana söylediğim gibi yapacaksın.
- You're going to do exactly as I tell you.
Uçak tam olarak dokuzda vardı.
- The plane arrived exactly at nine.
O, tam olarak benim istediğimdir.
- It's exactly what I wanted.
Ne zaman olduğunu kesin olarak biliyorum.
- I know exactly when that happened.
Nerede olduğumu kesin olarak bilmiyorum.
- I don't know exactly where I am.
Tamı tamına bu ne anlama geliyor?
- Exactly what does that mean?
Tümüyle burada olman gerekmiyor.
- You're not exactly supposed to be here.
Bir gün pilot olma fikrinin hayatımda tam olarak ne zaman oluştuğunu söyleyemem.
- I couldn't say when exactly in my life it occurred to me that I would be a pilot someday.
Tam olarak ne yapıyorsun?
- What exactly are you doing?
O tam olarak doğru değildi.
- That wasn't exactly true.
Bu tam olarak doğru değil.
- That's not exactly right.
Sen ve Tom tamamen aynısınız.
- You and Tom are exactly the same.
Mektubu açmak zorunda değildim. Ne söylediğini tamamen biliyordum.
- I didn't have to open the letter. I knew exactly what it said.
So you're saying that we have only three days left? / Yes, exactly!.
His complaint was exactly that she failed to meet the deadline by four days.
The edge is not exactly straight.
... the web and organized it into indexes, exactly as I've ...
... when you all leave here today, you know exactly where to go ...