değiştirilmiş

listen to the pronunciation of değiştirilmiş
Türkisch - Englisch
altered
changed

The documents appear to have been changed. - Belgeler değiştirilmiş gibi görünüyor.

My e-mail address has been changed as follows. - Benim e-posta adresim aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.

supposititious
(Bilgisayar) revised
modified

It's almost impossible to avoid eating genetically modified food. - Genetiği değiştirilmiş gıda yemekten kaçınmak neredeyse imkansız.

Do you think it's dangerous to eat genetically modified food? - Genetiği değiştirilmiş gıda yemenin tehlikeli olduğunu düşünüyor musunuz?

replacement
shifted
replaced
varied
değiştirilmiş taktik yardımcı genel okyanus gözetlemesi
(Askeri) miscellaneous operational details, local operations - çeşitli harekat detayları, yerel harekatlar MOD T-AGOS modified tactical auxiliary general ocean surveillance
değiş
barter

He was bartering information. - Bilgi değiş tokuş ediyordu.

değiş
swap

Tom wishes he could swap places with Mary. - Tom yerleri Mary ile karşılıklı değiştirebilmeyi diliyor.

Would you like to swap jobs? - İşleri değiştirmek ister misin?

değiş
{f} varying

There are varying explanations. - Değişik açıklamalar var.

değiş
vary

Social customs vary from country to country. - Sosyal gelenekler ülkeden ülkeye değişir.

Prices vary by location. - Fiyatlar konuma göre değişir.

değiş
{f} ranging

Many boys and girls ranging from 12 to 18 entered the contest. - 12 ila 18 arasında değişiklik gösteren birçok erkek ve kız yarışmaya katıldı.

In Colombia, the population is classified into social strata ranging from one to six, one being the poorest and six being the richest. - Kolombiya'da nüfus birden altıya kadar değişen sosyal katmanlara göre sınıflandırılır. Bir en fakir olma ve altı en zengin olma.

değiş
{f} range

Prices range from one to five dollars. - Fiyatlar bir dolarla beş dolar arasında değişir.

In the summer, the temperature ranges from thirty to forty degrees Celsius. - Yazın, sıcaklık otuzla kırk santigrat arasında değişkenlik gösterir.

değiş
{f} change

That'll change nothing. - O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

That won't change anything. - O hiçbir şeyi değiştirmeyecek.

değiş
{f} changing

Tom's favorite singer is always changing. - Tom'un favori şarkıcısı sürekli değişiyor.

Tom is in the garage changing his oil. - Tom garajda yağını değiştiriyor.

değiş
{f} alternating
değiş
{f} altering

He's proposing a suggestion for altering the research method. - O araştırma yöntemini değiştirmek için bir öneri teklif ediyor.

I'm tired of altering my plans every time you change your mind. - Senin her fikrini değiştirdiğin zaman planlarımı değiştirmekten usandım.

Genetiği Değiştirilmiş Organizma
A genetically modified organism (GMO) is an organism whose genetic material has been altered using the genetic engineering techniques generally known as recombinant DNA technology
Genetiği değiştirilmiş
Genetically Modified
değiş
{f} alternate
değiş
exchange; trade
değiş
contact

If the address changes, please contact us. - Eğer adres değişirse, lütfen bizimle bağlantı kurun.

genetik olarak yapıları değiştirilmiş organizmalar
(Hukuk) genetically modified organisms
zaman bölmeli değiştirilmiş anahtarlama grubu
(Askeri) time division switching group modified
Türkisch - Türkisch

Definition von değiştirilmiş im Türkisch Türkisch wörterbuch

değiş
Bir şey verip yerine başka bir şey alma, mübadele, trampa
değiş
Değme işi veya biçimi