coşkuyla

listen to the pronunciation of coşkuyla
Türkisch - Englisch
effusively
fervently
rhapsodies
ebulliently
coşku
enthusiasm

He has great enthusiasm. - Onun büyük bir coşkusu vardır.

She played the piano with enthusiasm. - Piyanoyu coşkuyla çaldı.

coşkuyla anlatmak
go into rhapsodies
coşku
excitement

In all the excitement the 30 minute show-time passed in a flash. - Coşku içerisinde, 30 dakikalık bir show-zamanı çok çabuk geçti.

coşku
exuberance, vigour, ebullience, enthusiasm, fervour, fervor, kick
coşku
abandon
coşku
{i} Ecstasy
coşku
gush
coşku
exuberance
coşku
spring tide
coşku
fervour
coşku
fervor
coşku
ebullience
coşku
vigour
coşku
flurry
coşku
verve
coşku
high
coşku
kick
coşku
fervency
coşku
euphoria
coşku
emotion
coşku
rave
coşku
rhapsody
coşku
yeast
coşku
effervescence
coşku
springtide
coşku
enthusiasm, exuberance, ebullience
coşku
temperament
coşku
ebullition
coşku
furor
coşku
furore
coşku
exuberancy
coşku
elation
coşku
glow

Tom glows with enthusiasm. - Tom coşkuyla parlıyor.

Tom wrote Mary a glowing recommendation. - Tom Mary'ye coşkulu bir tavsiye yazdı.

coşku
rollick
Türkisch - Türkisch

Definition von coşkuyla im Türkisch Türkisch wörterbuch

Coşku
heyecan
Coşku
çalkantı
coşku
Salgı bezleri ve dinamik etkinliklerle kendine özgü ilişkileri bulunan iç veya dış uyaranların kamçıladığı güçlü duygu durumu
coşku
Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme, ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan
coşku
Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan
coşku
Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu
coşku
Genellikle büyük bir istekle ortaya çıkan geçici hayranlık veya heyecan durumu: "Coşku ile giriştiği işten, uykuda pişman olabilirdi."- H. Taner
coşku
Sevinç gösterileriyle beliren güçlü heyecan: "Gençlerin coşkusu coşkuda kalıyor, yaratıcı bir tutarlığa bir türlü dönüşemiyordu."- Ç. Altan
coşku
Bir düşünceyle, bir duyguyla dolarak yücelme; ruhun kendini aşıp yücelmesi, heyecan
coşkuyla
Favoriten