birine

listen to the pronunciation of birine
Türkisch - Englisch

Definition von birine im Türkisch Englisch wörterbuch

biri
somebody

Somebody had drowned her in the bathtub. - Biri onu küvette boğmuştu.

There's somebody coming up the stairs. - Merdivenlerden yukarı gelen birisi var.

biri
one

The view of the Earth from the Moon is one of the iconic images of the 20th century. - Dünya'nın Ay'dan görüntüsü, 20. yüzyılın ikonik resimlerinden birisidir.

Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook. - Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.

biri
{i} cookie

I'd like to try one of those cookies. - Bu kurabiyelerden birini denemek istiyorum.

I usually don't like sweet things, but I will try one of your cookies. - Ben genellikle tatlı şeyleri sevmiyorum ama senin kurabiyelerinden birini deneyeceğim.

biri
any

You may choose any of them. - Onlardan herhangi birini seçebilirsin.

Is there anybody who would like to go see a live concert of Lady Gaga with me? - Benimle Lady Gaga'nın bir canlı konserini seyretmeye gitmek isteyen biri varmı?

biri
one of

Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook. - Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.

I know one of them but not the other. - Birini tanıyorum da ötekini değil.

biri
anyone

Anyone could do that. - Herhangi biri onu yapabilir.

Well, yes, but I don't want anyone to know. - Pekala, evet, fakat herhangi birinin bilmesini istemiyorum.

biri
soul

Does anyone have a soul? - Herhangi biri bir ruha sahip midir?

There's not a living soul around here. - Buralarda yaşayan biri yok.

biri
first

Poland was one of the first countries to recognize the Republic of Turkey. - Polonya, Türkiye Cumhuriyeti'ni tanıyan ilk ülkelerden biriydi.

It turned out there was nobody who would be the first to talk about it. What do we do now? - Onun hakkında konuşmak için birinci olmak isteyen kimse olmadığı ortaya çıktı.Şimdi ne yaparız?

<span class="word-self">birinespan>
to somebody

Tell it to somebody else. - Bunu başka birine söyle.

A check is a method of paying money to somebody. - Çek birine para ödeme yöntemidir.

biri
someone

You don't marry someone you can live with — you marry the person whom you cannot live without. - Sen yaşayabileceğin herhangi biriyle evlenme - sen onsuz yaşayamayacağın kişiyle evlen.

Don't challenge someone who has nothing to lose. - Kaybedecek bir şeyi olmayan birine meydan okuma.

<span class="word-self">birinespan>
to someone

Don't lend money to someone who can't have a morning erection. - Sabah ereksiyonu olmayan birine ödünç para verme.

Have you ever shown your scar to someone? - Yara izini herhangi birine hiç gösterdin mi?

biri
in one

Tom lost the sight in one of his eyes in a traffic accident. - Tom bir trafik kazasında gözlerinden birinde görme yeteneğini kaybetti.

Tom parked in one of the empty spaces in front of the library. - Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

biri
of one

Here is a sample of the work of one of our workmen. - İşte bizim işçilerden birinin işinin bir örneği.

Books are the offspring of one's mind. - Kitaplar birinin aklının ürünleridir.

<span class="word-self">birinespan>
one

Tom parked in one of the empty spaces in front of the library. - Tom kütüphanenin önündeki boş alanlardan birine parketti.

I gave them one thousand yen each. - Onların her birine bin yen verdim.

biri
one of them

There are many talented people in our city, but Tom isn't one of them. - İlimizde birçok yetenekli insan var, ama Tom bunlardan biri değildir.

If two men always have the same opinion, one of them is unnecessary. - İki insan her zaman aynı görüşe sahipse, bunlardan biri gereksizdir.

biri
one (of them); somebody, someone
biri
one; cookie
biri
_un
Englisch - Englisch

Definition von birine im Englisch Englisch wörterbuch

biri
{i} (in India) bidi, cheap cigarette made from cut tobacco rolled in leaf
Türkisch - Türkisch

Definition von birine im Türkisch Türkisch wörterbuch

biri
Yüklem durumunda olan bir isim takımının belirtileni olarak kullanıldığında, belirtenin hor görüldüğünü anlatır
biri
Bilinmeyen bir kimse: "İhtimal hırsız Eşref'in hayranlarından biriydi."- O. S. Orhon
biri
Bir tanesi: "Vagonun birine binip bölmelerden birine yerleşti."- M. Ş. Esendal
biri
Bir tanesi
biri
Bilinmeyen bir kimse
biri
Yüklem durumunda olan bir isim takımının belirtileni olarak kullanıldığında belirtenin hor görüldüğünü anlatır