Kurbanların bilinmeyen sayısı moloz altında kalmış olabilir.
- An unknown number of victims may be trapped beneath the rubble.
Tom ağacın altında oturuyor.
- Tom is sitting beneath the tree.
Adam ufkun altında güneşin batışını izledi.
- The man watched the sun set below the horizon.
Şimdi sıcaklık sıfırın altında on derece.
- It is ten degrees below zero now.
Dinlemek için aşağıya tıklayın.
- Click below to listen.
Dilekçeyi imzalamak için aşağıya tıklayınız!
- Click below to sign the petition!
Biz çok aşağıda bir göl gördük.
- We saw a lake far below.
Aşağıdaki vadiye baktı.
- He looked down at the valley below.
Biz çok aşağıda bir göl gördük.
- We saw a lake far below.
Onun görüşünü destekleyememizin nedeni aşağıda verilecektir.
- The reason why we cannot support his view will be given below.
They live on the floor below.
- They live on the floor beneath.
... modern-day Egypt is submerged beneath an ancient sea. ...
... beneath the surface of our primeval oceans, ...