ayrılık

listen to the pronunciation of ayrılık
Türkisch - Englisch
separation

The father and son met after a long separation. - Baba ve oğul uzun bir ayrılıktan sonra buluştu.

Tom and Mary agreed on a trial separation. - Tom ve Mary ayrılık denemesi konusunda anlaştılar.

faction
parting

Divorce is generally a painful parting. - Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.

disagreement
clash
standoff
difference
dissimilarity
gap
separation; discrepancy, rift; gap
remoteness, separation
dissentient
divorce

Divorce is generally a painful parting. - Boşanma genellikle acı bir ayrılıktır.

Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split. - Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.

difference, lack of accord
rift
disparity
dissent from
separateness
split

Divorce can put mutual friends of the divorcing couple in a difficult position, particularly if it's an acrimonious split. - Boşanmalar, boşanan çiftlerin ortak arkadaşlarını zor durumda bırakabilir, özellikle de ayrılık sert ve tantanalı olmuşsa.

discreteness
{i} dissent
disunity

Unity is better than disunity. - Birlik, ayrılıktan daha iyidir.

discrepancy
detach
division

Terrorism is the most important factor for the division of a country and the creation of autonomous regions. - Terörizm, bir ülkenin bölünmesi ve ayrılıkçı bölgelerin oluşumu için en önemli faktördür.

severalty
exempt
ayrılık acısı
mental pain
ayrılık acısı
bitterness of heart
ayrılık yanlısı
separatist
ayrılık yaratan
divisive
ayrılık çeşmesi
a fountain outside a town where travelers take leave of their friends
fark ayrılık
discrepancy
duygusal ayrılık
(Pisikoloji, Ruhbilim) affective separation
fiili ayrılık
(Pisikoloji, Ruhbilim) de facto segregation
hukuki ayrılık
(Pisikoloji, Ruhbilim) de jure segregation
siyasi ayrılık
(Politika, Siyaset) political split
ayrılık
Favoriten