away; begone; a command to depart

listen to the pronunciation of away; begone; a command to depart
Englisch - Türkisch

Definition von away; begone; a command to depart im Englisch Türkisch wörterbuch

off
kapalı

Tom gazın kapalı olduğundan emin olmak için kontrol etti. - Tom checked to make sure the gas was turned off.

Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun. - Be sure to turn off the gas before you go out.

off
{s} öteki
off
çalışmaz
off
kokmuş
off
dış

Jane biz dışarıda iken bizim çocuklarımıza bakmayı teklif etti. - Jane offered to take care of our children when we were out.

Dışarı çıkmadan önce gazın kapalı olduğundan emin olun. - Be sure to turn off the gas before you go out.

off
işlemez durumda
off
açıklarında

Balina, Wakayama kıyılarının açıklarında bulundu. - The whale has been found off the coast of Wakayama.

Wakayama açıklarında balina bulundu. - The whale was found off the coast of Wakayama.

off
yakınında

Babamın çalıştığı yer istasyonun yakınındadır. - The office where my father works is near the station.

Sami bir benzin istasyonunun yakınında bir polis memuru tarafından tespit edildi. - Sami was spotted by a police officer near a gas station.

off
bozulmuş
off
{i} baş

Sizin başarınız daha çok sizin yöneticinizin ve bürodaki diğer insanların sizi nasıl algıladığına bağlıdır. - Your success depends a lot on how your manager and other people in the office perceive you.

Ikeda birkaç aptalca hata yaptı ve bu yüzden ona bölüm başkanı tarafından ağzının payı verildi. - Ikeda made several silly mistakes, and so he was told off by the department head.

off
sönmüş
off
gitmiş

Allah aşkına o, günün bu saatinde nereye gitmiş olabilir. - Where on earth can he have gone off to at this time of day?

off
kesat (iş)
off
(İnşaat) kapalı, durmuş
off
{s} olası

Uzmanlar üç olası açıklama teklif etti. - Experts have offered three possible explanations.

Binlerce olasılık bizi yeni bir hayata davet ediyor. - Life offers us millions of possibilities.

off
kopuk
off
çalışmayan
off
{e} haricinde
off
{s} bozuk

Saatim biraz bozuk gibi görünüyor. - It seems my clock is slightly off.

Her daim kafan bozuk zaten. - You are always pissed off.

Englisch - Englisch
off
away; begone; a command to depart
Favoriten