Öyle bir yer gerçekten cazip değildir.
- A place like that is not really appealing.
O gerçekten cazip geliyor.
- That sounds really appealing.
Onu daha güzel ve çekici yapmak için dili aklamak mümkündür.
- It is possible to launder language to make it more appealing and uplifting.
O bana çekici bir görünüm verdi.
- She gave me an appealing look.
Bence o gerçekten albenilidir.
- I think that's really appealing.
Onu daha güzel ve çekici yapmak için dili aklamak mümkündür.
- It is possible to launder language to make it more appealing and uplifting.
Sanığa bir başvuru verildi.
- The defendant was granted an appeal.
Tom yardım başvurusunda bulundu.
- Tom appealed for help.
Devlet, kararı temyiz etti.
- The state appealed the verdict.
Tom'un mahkumiyeti temyiz oldu ve kazandı.
- Tom appealed his conviction and won.
Televizyonun onun için büyük bir cazibesi vardır.
- Television has a great appeal for him.
Bence o gerçekten albenilidir.
- I think that's really appealing.
Yeni kliniğe katkıda bulunmanı rica ediyorum.
- I appeal to you to contribute to the new clinic.
O en küçük ortak paydaya itiraz etmeye çalışıyor.
- He's trying to appeal to the least common denominator.
Onlar yardım için bize başvurdular.
- They appealed to us for help.
Tom yardım için bize başvurdu.
- Tom appealed to us for help.
intransitive, law.
And there opynly Sir Mador appeled the quene of the deth of hys cousyn Sir Patryse.
A kind of appeal to the Deity, the author of wonders. -Francis Bacon.
... So it's definitely appealing for people who just want to ...