O, arkadaşlarına karşı zorbalık yapardı.
 - He used to bully his friends.
Tom Mary'ye tekrar zorbalık yapmaması için uyarıldı.
 - Tom was warned not to bully Mary again.
Kendi bedeninde birine sataş, sen kabadayı.
 - Pick on somebody your own size, you bully.
Neden böyle bir kabadayı gibi davranıyorsun?
 - Why are you being such a bully?
Sami, Leyla'ya dayılanıyordu.
 - Sami was bullying Layla.
Onun okulda zorbalık ettiğini duydum.
 - I heard that he was bullying at the school.
Dan bana artık zorbalık etmeyecek.
 - Dan will no longer bully me.
She's finally leaving her abusive husband — bully for her!.
She's finally leaving her abusive husband — bully for her; I don't bleeding care!.