ındubious

listen to the pronunciation of ındubious
Englisch - Türkisch

Definition von ındubious im Englisch Türkisch wörterbuch

certain
malum
certain
{s} mutlâk

O, oyunu mutlaka kazanacak. - He is certain to win the game.

certain
{s} güvenilir

Niyetlerinizin güvenilir olduğuna eminim. - I'm certain that your intentions are honorable.

Çeviri bir kadın gibidir. Güzelse güvenilir değildir. Güvenilirse kesinlikle güzel değildir. - Translation is like a woman. If it is beautiful, it is not faithful. If it is faithful, it is most certainly not beautiful.

certain
belirli

O belirli bir gangster tarafından tehdit edilmektedir. - He is threatened by a certain gangster.

Belirli bir ölçüde ona güvenebilirim. - I can trust him to a certain extent.

certain
muhakkak
certain
{s} kesin

Başbakan Koizumi kesinlikle soğukkanlı bir insan değildir. - Prime Minister Koizumi is certainly not a cold-blooded man.

Kesinlikle,kart oynamayı severim. - Certainly, I like playing cards.

certain
Belli

Tom takdir edeceğin belli niteliklere sahip. - Tom has certain qualities you'll appreciate.

Ted'in oyunu kazanacağı belliydi. - Ted was certain of winning the game.

certain
{s} kesin, kati
certain
{s} belirli, muayyen
certain
{s} belirlenmiş
certain
{s} kuşkusuz
certain
of a certain age orta yaşlı
certain
{s} emin

Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor. - Tom certainly looks confident.

Tom kesinlikle kendinden emin görünüyor. - Tom certainly sounds confident.

certain
(sıfat) kesin, muhakkak, mutlâk, şüphesiz, güvenilir, kuşkusuz, emin, belirlenmiş, belirli, belli; herhangi bir, falanca
certain
kararlaşmış
certain
{s} herhangi bir

Herhangi bir şey hakkında emin değilim. - I'm not certain about anything.

Tom kesinlikle bugün geleceğini herhangi birinin bilmesine izin vermedi. - Tom certainly didn't let anyone know that he was arriving today.

certain
süphesiz
Englisch - Englisch
{a} certain