üs

listen to the pronunciation of üs
Türkisch - Englisch
base

In the Cold War era, Soviet naval and air bases existed in Cuba and Vietnam. - Soğuk Savaş döneminde Küba ve Vietnam'da Sovyet deniz ve hava deniz üsleri vardı.

Roger Miller entered the United States Army at the age of seventeen. He was sent to an army base near Atlanta, Georgia. - Roger Miller Amerikan Birleşik Devletleri Ordusu'na on yedi yaşında katıldı. Atlanta, Georgia'ya yakın bir üsse gönderildi.

{i} installation
home base
(İnşaat) superscript
exponent

The exponential function has a horizontal asymptote. - Üstel fonksiyonun yatay asimptotu vardır.

The greatest shortcoming of the human race is our inability to understand the exponential function. - İnsan ırkının en büyük eksikliği üstel işlevi anlamak için bizim yetersizliğimizdir.

(Askeriye) base; military installation
installment
power

He swept to power in 1929. - 1929'da ezici bir üstünlükle iktidara geldi.

He believed in the supreme power of the law. - Hukukun üstün gücüne inanıyordu.

basis
(Matematik) exponent
instalment
station

Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations. - Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.

top
fare
Türkisch - Türkisch
(Hukuk) Silahlı kuvvetlerin faliyetleri bakımından genellikle başka ülkelerde bulunan ikmal yerleri
Aritmetikte bir kuvvetin derecesini veren sayı
Bir kuvvete yükseltilmiş bir sayının üzerine yazılan ve kaçıncı kuvvete yükseltildiğini gösteren sayı
Merkez
Harekâtın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü gereçlerin tamamlandığı, teçhizatın toplandığı, dağıtıldığı bölge: "Mühimmat depolarının ve üslerin arasında, herkesin istifadesine ve zevkine açıktır."- F. R. Atay
Kök, asıl, temel, esas
Kök, asıl, cevher
Bazı görevleri yürütebilmek amacıyla kurulan, özel yapıları, donatımları, işlikleri, onarım yerleri, servis alanları olan, sürekli veya geçici olarak konaklanılan yer: "Memleket sağlam bir hareket üssü hâlinde kalmalıdır."- F. R. Atay
Harekat merkezi
Harekâtın yürütülebilmesi için gerekli birliklerin, her türlü gereçlerin tamamlandığı, teçhizatın toplandığı, dağıtıldığı bölge
üs

    Aussprache

    Etymologie

    () From Middle English us, from Old English ūs (“us”, dative personal pronoun), from Proto-Germanic *uns (“us”), from Proto-Indo-European *ne-, *nō-, *n-ge-, *n-sme- (“us”). Cognate with West Frisian us, ús (“us”), Low Saxon us (“us”), Dutch ons (“us”), German uns (“us”), Danish os (“us”), Latin nōs (“we, us”).
Favoriten