ümitsizce

listen to the pronunciation of ümitsizce
Türkisch - Englisch
hopelessly
hopelessly, despairingly
gloomy
forlornly
desperately
darkly
ümit
expectation
Ümit
(isim) Hope

The patient is sick beyond all hope. - Hasta ümitsiz bir hasta.

Hope is when you suddenly run to the kitchen like a mad man to check if the empty chocolate cookie box you just finished an hour ago is magically full again. - Ümit; bir saat önce bitirdiğin çikolatalı çörek kutusunun sihirle tekrar dolup dolmadığını kontrol etmek için çılgın bir adam gibi birdenbire mutfağa doğru koştuğundadır.

ümitsizce savaşmak
fight a losing battle against
ümit
trust
ümit
breathing
ümit
sight
ümit
line
ümit
expectancy
ümit
{i} prospect
ümit
esperance
ümit
hope; expectation
ümit
lookout
ümit
expectance
Türkisch - Türkisch

Definition von ümitsizce im Türkisch Türkisch wörterbuch

Ümit
(Osmanlı Dönemi) BEYÛS
ümit
Afrika'nın en güney ucundaki burun
ümit
Umma, beklenti, umut: "Büyük bir ümit, sevinç ve heyecan içinde şu mektubu yazdım."- A. Gündüz
ümit
Umma, beklenti, umut
ümit
(Osmanlı Dönemi) recâ
ümit
(Osmanlı Dönemi) ricâ
ümitsizce
Favoriten