Bir gece daha kalmak istiyorum. Mümkün mü?
 - I'd like to stay one more night. Is that possible?
Bu iyi bir kitaptır ama şu daha iyidir.
 - This is a good book, but that one is better.
Bir, üç ve beş tek sayılardır.
 - One, three, and five are odd numbers.
Tek bir taşla iki kuş öldür.
 - Kill two birds with one stone.
Hayallerimden biri İzlandaca öğrenmek.
 - One of my dreams is to learn Icelandic.
Dustin Moskovitz, Yahudi bir girişimcidir. O, Facebook'un kurucularından biridir.
 - Dustin Moskovitz is a Jewish entrepreneur. He is one of the co-founders of Facebook.
Birisi o birahanede fazla müzik dinlemez.
 - One won’t hear much music in that pub.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
 - There were two people in it, one of her girl students and a young man.
Hiç kimse keyfi olarak mal ve mülkünden mahrum edilemez.
 - No one shall be arbitrarily deprived of his property.
Hiç kimse beni anlamıyor.
 - No one understands me.
Ben bir araba istiyorum, ama bir tane satın almak için hiç param yok.
 - I want a car, but I have no money to buy one.
Pasaportumu kaybettim. Yeni bir tane almak zorunda kalacağım.
 - I lost my passport. I'll have to get a new one.
Onun için sadece siz değil aynı zamanda ben de sorumluyum.
 - You are not the only one responsible for it, I am too.
Tom'un yaptığı çok emniyetli olmayan tek şey her Web sitesi için aynı şifreyi kullanmasıdır.
 - One thing Tom does that isn't very safe is that he uses the same password for every website.
Her birimiz elinden geleni yapmalı.
 - Each one of us should do his best.
Her birinize inancım var.
 - I have faith in each and every one of you.
Onun içinde iki kişi vardı, onun kız öğrencilerinden birisi ve genç bir adam.
 - There were two people in it, one of her girl students and a young man.
Körlerin ülkesinde, tek gözlü adam kraldır.
 - In the country of the blind, the one-eyed man is king.
Küçük kız kardeşim ve ben çok fazla kovalamaca oynardık. Birbirimizi kovalardık ve kovalayan kişi kovalanana dokunmaya çalışır ve ona Sen ebesin! diye seslenirdi.
 - My little sister and I used to play tag a lot. We would chase each other, and the one chasing would try to tag the one being chased and yell: You're it!
Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
 - One hundred and fifty people entered the marathon race.
We've got a clever 'un here!.
Give me one of those round 'uns.