Tom Mary'nin gereksiz yere ihtiyatlı olduğunu düşünüyor.
 - Tom thinks that Mary is being unnecessarily cautious.
Biz yeterince ihtiyatlı değildik.
 - We weren't cautious enough.
Ben tedbirli olmaya çalışıyorum.
 - I'm trying to be cautious.
Biz tedbirli davranıyoruz.
 - We're being cautious.
Tom dikkatli bir şekilde taşındı.
 - Tom moved cautiously.
Sonunda, dikkatlice geri saymaya başladılar.
 - At last, they began to count down cautiously.
Yeni bir şey denemeyecek kadar sakıngan.
 - He is too cautious to try anything new.