Sık sık elleri cebinde yürür.
- Suele caminar con la mano en el bolsillo.
Büyükbabam yürüyüşü sever.
- A mi abuelo le gusta caminar.
Yalnız başına yürüyüşe çıkmaktan hoşlanır.
- Le gusta ir a caminar sola.
Tom tek başına yürüyüş yapmayı sever.
- A Tom le gusta caminar solo.
Yağmurda yürümek beni rahatsız etmez.
- No me molesta caminar bajo la lluvia.
Yürümektense bir taksiye binmeyi tercih ederim.
- Prefiero tomar un taxi a caminar.