bu kadar

listen to the pronunciation of bu kadar
Türkçe - İngilizce
that

That's enough for today! - Bugünlük bu kadar yeter.

That's enough. I don't want any more. - Bu kadarı yeter. Ben artık istemiyorum.

this

She'd never been this frightened before. - O, daha önce hiç bu kadar korkmamıştı.

Hearing this song after so long really brings back the old times. - Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.

that's it

That's it. I've done everything I can. - Bu kadar. Yapabileceğim her şeyi yaptım.

That's it. I've done all I can do. - Bu kadar. Elimden gelen her şeyi yaptım.

so many

I wish we didn't have so many problems. - Keşke bu kadar çok sorunumuz olmasa.

Why do you always ask so many questions? - Neden her zaman bu kadar çok soru soruyorsun?

this thing
this quantity
such

I've never had such a large sum of money. - Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.

Stop being such dolts. - Bu kadar aptal olmayı bırak.

that much

How did you get that much money? - Bu kadar çok parayı nasıl kazandın?

Tom won't be here tomorrow. I guarantee you that much. - Tom yarın burada olmayacak. Sana bu kadar çok garanti veriyorum.

yay
so
this much

I can't eat this much food. - Bu kadar fazla yemek yiyemem.

My place isn't usually this much of a mess. - Benim yerim genellikle bu kadar karmaşa değil.

that far
this far
1. this much. 2. (after a number) and a little more
thus much
this much, such, this
so much

Kuniko has never drunk so much before in her life. - Kuniko hayatında daha önce hiç bu kadar çok içmedi.

Don't make so much noise. - Bu kadar gürültü yapmayın.

bu kadar