That's enough for today!
- Bugünlük bu kadar yeter.
That's enough. I don't want any more.
- Bu kadarı yeter. Ben artık istemiyorum.
She'd never been this frightened before.
- O, daha önce hiç bu kadar korkmamıştı.
Hearing this song after so long really brings back the old times.
- Bu kadar uzun bir zamandan sonra bu şarkıyı İşitmek gerçekten eski zamanları geri getiriyor.
That's it. I've done everything I can.
- Bu kadar. Yapabileceğim her şeyi yaptım.
That's it. I've done all I can do.
- Bu kadar. Elimden gelen her şeyi yaptım.
I wish we didn't have so many problems.
- Keşke bu kadar çok sorunumuz olmasa.
Why do you always ask so many questions?
- Neden her zaman bu kadar çok soru soruyorsun?
I've never had such a large sum of money.
- Ben hiç bu kadar büyük bir paraya sahip olmadım.
Stop being such dolts.
- Bu kadar aptal olmayı bırak.
How did you get that much money?
- Bu kadar çok parayı nasıl kazandın?
Tom won't be here tomorrow. I guarantee you that much.
- Tom yarın burada olmayacak. Sana bu kadar çok garanti veriyorum.
I can't eat this much food.
- Bu kadar fazla yemek yiyemem.
My place isn't usually this much of a mess.
- Benim yerim genellikle bu kadar karmaşa değil.
Kuniko has never drunk so much before in her life.
- Kuniko hayatında daha önce hiç bu kadar çok içmedi.
Don't make so much noise.
- Bu kadar gürültü yapmayın.