Resimde gördükten sonra, onu derhal tanıdım.
- Having seen him in the picture, I recognized him at once.
Derhal git, yoksa geç kalacaksın.
- Go at once, otherwise you will be late.
Onu hemen tanıdım, çünkü onu daha önce görmüştüm.
- I recognized him at once, because I had seen him before.
Bizim için sürpriz oldu, o hemen yeniden hayata döndü.
- To our surprise, she revived at once.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
Aynı zamanda iki şeyi yapamazsın.
- You can't do two things at once.
Bütün çamaşırımı bir defada yıkayabilir miyim?
- May I wash all my laundry at once?
Sibirya Demiryolu, dünyadaki bir defada en uzun ve en iyi bilinen demiryoludur.
- The Siberian Railway is at once the longest and best known railway in the world.
Birdenbire, o konuştu.
- All at once, he spoke out.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Aniden gökyüzü karardı ve yağmur başladı.
- All at once the sky became dark and it started to rain.
Aniden bir feryat duydum.
- All at once, I heard a cry.
Aynı anda kaç tane iş yapabilirsin?
- How many jobs can you do at once?
Aynı anda ışıklar kesildi.
- All at once the lights went out.
Her şey birdenbire oldu.
- Everything happened all at once.
Birdenbire, tiz bir çığlık duydum.
- All at once, I heard a shrill cry.
Bütün arkadaşlarımı hep birden davet edemem.
- I can't invite all my friends at once.
Hep birden koşmaya başladılar.
- They began to run all at once.
Tell the doctor to come at once. She is having a baby.
He tried to eat four cookies at once.
... I COULD BE A HERO FOR ONCE, LIKE YOU. ...
... monarchy, sailed over London once again in 1682. This time, everyone was asking the ...