at any time

listen to the pronunciation of at any time
İngilizce - Türkçe
her zaman

Bir deprem her zaman olabilir. - An earthquake can happen at any time.

Bir kaza her zaman olabilir. - An accident may happen at any time.

her an

O her an meydana gelebilir. - That could happen at any time.

Her an yağmur yağabilir. - It may rain at any time.

ne zaman olursa
her an: She could come at any time. Her an gelebilir
ever
şimdiye kadar

Yeni politikayı benimsemek, bu şirketin şimdiye kadar yaptığı en iyi şeydi. - Adopting the new policy was the best thing this company ever did.

Sanırım Beethoven, şimdiye kadar yaşamış en büyük besteci. - I think Beethoven is the greatest composer who ever lived.

any time
her zaman

Her zaman bana uygun olacaktır. - Any time will suit me.

Beni her zaman arayabilirsin. - You can call me any time.

anytime
herhangi bir zaman

Yakında herhangi bir zamanda evlenmeyeceğim. - I'm not going to get married anytime soon.

Bunun yakında herhangi bir zamanda olmasını beklemiyorum. - I don't expect that to happen anytime soon.

ever
gelmiş geçmiş

O gelmiş geçmiş en tehlikeli adam. - He's the most dangerous man who ever lived.

Gelmiş geçmiş en iyi grup olmak nasıl bir duygu? - How does it feel to be the best band ever?

ever
herhangi bir zamanda

Herhangi bir zamanda Japonya'ya gelirsen, beni görmeye gel. - If you are ever in Japan, come and see me.

Tom'u herhangi bir zamanda tekrar göreceğimizi düşünüyor musun? - Do you think we'll ever see Tom again?

any time
her defasında
ever
haçansa
ever
hiç

Herkesin, hiçbir fark gözetilmeksizin, eşit iş karşılığında eşit ücrete hakkı vardır. - Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.

Herkes bir aydır, ve hiç kimseye göstermediği karanlık bir yüzü vardır. - Everyone is a moon, and has a dark side which he never shows to anybody.

ever
hep

Ne zaman bir kütüphane görsem; gönlümden hep gidip içindeki her şeyi okuyana kadar orada kalmak geçer. - I never see a library without wishing I had time to go there and stay till I had read everything in it.

Çok param vardı ama hepsini harcadım. - I had a lot of money, but spent everything.

At time
bu zamanlarda
any time
olduğu zaman
anytime
her ne zaman

Tom her ne zaman isterse gidebilir. - Tom may leave anytime he wants to.

ever
daima yanan
any time
her olduğunda
anytime
her zaman

Her zaman tekrar gelebilirsin. - You're welcome back anytime.

Bana her zaman bir şey sor. - Ask me anything anytime.

ever
ebedi
ever
(zarf) her zaman, hep, daima, gitgide, giderek, asla, hiç, olabildiğince
ever
hiç bir zaman
ever
olabildiğince
İngilizce - İngilizce
anytime
whenever
whensoever
any time
ever

He's back and better than ever.

at any time

    Heceleme

    at a·ny time

    Türkçe nasıl söylenir

    ät eni taym

    Telaffuz

    /ˈat ˈenē ˈtīm/ /ˈæt ˈɛniː ˈtaɪm/

    Videolar

    ... MR. ROMNEY: Well, Jim, our seniors depend on these programs. And I know any time we ...
    ... responsible but don't necessarily have any time or ...