تعريف to wander; to roam; to stray في الإنجليزية التركية القاموس.
- err
- {f} hata yapmak
Hata yapmak insana mahsustur ama hatada ısrar etmek şeytanidir.
- To err is human, but to persist in error is diabolical.
Hata yapmak insan olmaktır.
- To err is to be human.
- vague
- {s} hayal meyal
Tom Mary ile tanıştığını hayal meyal hatırlıyor.
- Tom vaguely remembers meeting Mary.
Onunla karşılaştığımı hayal meyal hatırlıyorum.
- I vaguely remember meeting him.
- vague
- {s} müphem
- vague
- bellisiz
- vague
- üstü kapalı
- err
- hata etmek
- err
- yanlış yapmak
- err
- yanıl
Az düşünen çok yanılır.
- He that thinks little, errs much.
Deneme yanılma yoluyla doğru cevabı buldu.
- Through trial and error, he found the right answer by chance.
- vague
- anlaşılmaz
Tom oldukça anlaşılmaz davranıyor, değil mi?
- Tom is being quite vague, isn't he?
Biraz anlaşılmaz olmaktan kendimi alamadım.
- She couldn't help but be a little vague.
- err
- errancy hataya düşme
- err
- {f} yanılmak
- err
- hata yap
Tom ciddi bir hata yaptı.
- Tom made a serious error.
Birkaç şey hakkında haklıydın. Fakat birkaç hata yaptın.
- You were right about several things. However, you made a few errors.
- err
- hata etme eğilimi
- err
- {f} yanlış olmak
- err
- {f} günah işlemek
- vague
- (sıfat) belirsiz, hayal meyal, anlaşılmaz, kararsız, müphem, dalgın
- vague
- {s} dalgın
