dalgın

listen to the pronunciation of dalgın
التركية - الإنجليزية
pensive
{s} preoccupied

You seem pretty preoccupied. - Sen oldukça dalgın görünüyorsun?

Tom looks preoccupied. - Tom dalgın görünüyor.

absent-minded

I think Tom is absent-minded. - Tom'un dalgın olduğunu düşünüyorum.

While he was talking, I guess I was absent-minded. - O konuşurken, sanırım ben dalgındım.

lost

Tom looks a little lost. - Tom biraz dalgın görünüyor.

absent minded
vacant
reflective
distrait
ruminative
faraway
stargazer
dreamy
lost in thought, abstracted, bemused; absentminded
absent

Tom is quite absent-minded and sometimes forgets to pick the kids up from school. - Tom çok dalgındır ve bazen çocukları okuldan almayı unutur.

Even smart people are sometimes absent-minded. - Akıllı insanlar bile bazen dalgındır.

meditative
ruminant
deep
far away
(sleeping) very soundly
engrossed
self absorbed
thoughtful
plunged in thought
absent-minded, preoccupied, abstracted, distracted, pensive, lost
wool gathering
glassy
far off
abstracted
moony
{s} absentminded

He did it absentmindedly. - O bunu dalgın bir biçimde yaptı.

rapture
immersed in thought
thought
glass
broody
woolgathering
{s} bemused
cogitative
contemplative
selfabsorbed
{s} vacuous
{s} unheedful
{s} vague
{s} wandering
inobservant
bemuse
abstract
dalgın dalgın
pensively
dalgın dalgın
abstractedly
dalgın dalgın
absently

Tom looked absently out the window. - Tom pencereden dışarıya dalgın dalgın baktı.

dalgın dalgın
abstractedly, bemusedly; absentmindedly
dalgın dalgın
vacantly
dalgın dalgın dolaşmak
moon
dalgın dalgın şekiller çizmek
doodle
dalgın olarak
meditatively
dalgın olmak
have one's head in the clouds
التركية - التركية
Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşüncelere dalmış olan veya dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan, gafil
Kendinden geçmiş
(Osmanlı Dönemi) MEŞGUL
(Osmanlı Dönemi) MÜTEEMMİL
DALGIN
Çevresinde olup bitenleri fark edemeyecek kadar düşünceye dalan veya dikkatini belirli bir konu üstünde toplayamayan: "Kendi kendine mırıldanır gibiydi, dalgındı."- T. Buğra
DALGIN
Kendinden geçmiş bir durumda
dalgın dalgın
Çevresiyle ilgilenmeden, düşünceli olarak
dalgın
المفضلات