acemi

listen to the pronunciation of acemi
Türkçe - İngilizce
novice
{i} beginner

We're beginners, but we learn quickly. - Biz acemiyiz ama hızlı öğreniyoruz.

It's dangerous for a beginner to swim here. - Acemilerin burada yüzmesi tehlikelidir.

{s} inexperienced
callow
untrained
learner
young
strange
tyro
apprentice
inept
recruit

The Recruit scandal is a corruption scandal concerning public officials and politicians who accepted as bribes undisclosed shares from the RecruitCoscom company. The shares had been rising steadily. - Acemi asker skandalı kamu görevlilerini ve rüşvet olarak RecruitCoscom'dan gizli payları alan politikacıları ilgilendiren bir rüşvet skandalıdır. Hisseler sürekli yükseliyordu.

(Bilgisayar) newbie
layman
blundering
johnny-come-lately
(Argo) new jack
amateurish
(Askeri) land-lubber
half-baked
runnynose
unskillful
(deyim) wet behind the ears
Johnny come lately
unfledged
trainee
dabster
greenhorn
tenderfoot
prentice
new

Oh my god, a newbie owned me! - Aman tanrım, bir acemi aldı beni.

tiro
raw
beginner, novice, tyro
inexpert
neophyte

You're still a neophyte. - Sen hâlâ bir acemisin.

green
one who does not have knowledge or experience (of something)
simple
young in one's job
untrained, inexperienced, raw, green, callow, beginner, novice, tyro, greenhorn, colt
unseasoned
inexperienced, unskilled
clumsy
unskilled
cub

You are doing well for a cub reporter. - Acemi bir muhabir olarak görevini iyi yapıyorsun.

sucking
crude
brash
unpractised
unhandy
unpracticed
fresh
neophytes
{s} unbaked
runny nose
half baked
{i} catechumen
{i} punk
{i} bungler
sappy
{i} stranger
lefthanded
{i} colt
{i} stooge
inexperienced hand
{i} jackaroo
inexperience
{s} guiltless
{s} unversed
acemi olmak
stooge
acemi çaylak
gosling
acemi çaylak
rookie
acemi er
(Askeri) basic private
acemi er
new recruit
acemi er
(Askeri) basic
acemi er
(Askeri) private e 1
acemi işi
(Muzik) amateurish
acemi işçi
unseasoned worker
acemi kimse
greenhorn
acemi oyuncu
(Spor) rabbit
acemi çaylak
callow
acemi çaylak
greenhorn
acemi çaylak
(deyim) wet behind the ears
acemi çaylak
(deyim) johnny-come-lately
acemi şansı
dumb luck
Acemi çaylak bu kadar uçar
You cannot expect more from a greenhorn
acemi aktris
ham actress
acemi aktör
ham actor
acemi asker
inductee
acemi asker
conscript
acemi asker
rookie

Tom is still a rookie. - Tom hâlâ bir acemi asker.

acemi bir şekilde
amateurishly
acemi bir şekilde
botchily
acemi birliği
boot camp
acemi er
raw recruit
acemi er
recruit
acemi er
raw recruit, rookie
acemi eğitimi
(Askeri) initial entry training
acemi hava eri
(Askeri) airman recruit
acemi kişi
lubber
acemi oyuncu
ham
acemi oğlanlar
(Tarih) conscript boys
acemi oğlanlar kahyası
(Tarih) commander of conscript boys
acemi planörü
(Askeri) primary type glider
acemi ressam
daubster
acemi ressam
dauber
acemi stratejisi
(Ticaret) dumbbell strategy
acemi tayfa
ordinary seaman
acemi çaylak
fledgling
acemi çaylak
cobbler
acemi çaylak
fledgeling
acemi çaylak
green, callow
acemi çaylak
clumsy fellow
acemi çaylak
rank beginner
acemi çaylak
(Konuşma Dili) clumsy person, awkward person
acemi çaylak gibi
(deyim) as green as grass
acemi öğretmeni
(Askeri) green tabber
acemi öğretmeye vaktim yok
(Konuşma Dili) I have no time to argue with fools
acemi şair
rimer
acemi şair
rhymester
acemi şair
rhymer
acemi şansı
beginner's luck
acemi şoför
inexperienced driver
Türkçe - Türkçe
İşinde, mesleğinde ilerlememiş
Bir işin yabancısı olan
Bir yerin, bir şeyin yabancısı
Bir yerin, bir şeyin yabancısı: "Anlaşılan sen İstanbul'un acemisi olmalısın."- O. C. Kaygılı
Osmanlı'da saraya yeni alınmış karavaşlara verilen ad
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen: "Acemi nalbant gâvur eşeğinde öğrenir."- Atasözü. İşinde, mesleğinde yeni olan: "Polis tramvaya yol vermeli, kozunu acemi şoförle paylaşmalı idi."- H. Taner
(Osmanlı Dönemi) tecrübesiz, yeni
Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen
Saraya yeni alınmış cariyelere verilen ad
ACEMÎ
(Osmanlı Dönemi) Yeni. Mübtedi
ACEMÎ
(Osmanlı Dönemi) Yabancı
ACEMÎ
(Osmanlı Dönemi) Tecrübesiz
acemi katır kapı önünde yük indirir
(deyim) Bir işin yabancısı olan, bir işe alışmamış, beceriksiz ya da anlayışsız kişi, kendisinden beklenen işi eksik yapar ve istenildiği gibi yerine getiremez; daha başlangıç anında veya en önemli yerinde işi bırakıverir
acemi ağası
Hareme yeni alınan cariyelerin ağası
acemi er
Askere yeni alınan ve eğitim dönemini henüz tamamlamamış er
acemi ocağı
Osmanlı ordusuna kapı kulu eri yetiştirmek için kurulan okul
acemi oğlanı
Yeniçeri ocağında yetiştirilmek üzere tutsaklardan veya devşirme yoluyla Hristiyanlardan toplanan çocuk
acemi çaylak
Tecrübesiz, toy, beceriksiz
Acemiler
(Osmanlı Dönemi) E'CAM
acemi